Wronged İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wronged İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wronged

Wronged, “haksızlığa uğramış” anlamına gelir.

  1. He felt wronged when he didn’t get the promotion. (O, terfi alamadığında haksızlığa uğramış hissetti.)
  2. The wronged party has the right to seek justice. (Haksızlığa uğrayan taraf, adalet arama hakkına sahiptir.)
  3. She wanted to right the wrongs done to her family. (Ailesine yapılan haksızlıkları düzeltmek istedi.)
  4. The company wronged its employees by not paying them on time. (Şirket, çalışanlarını zamanında ödemediği için onlara haksızlık etti.)
  5. He apologized for wronging her in the past. (Geçmişte ona haksızlık ettiği için özür diledi.)
  6. The wrongly accused man spent years in prison. (Yanlış suçlanan adam yıllarca hapiste kaldı.)
  7. She sought compensation for the wrongs done to her. (Ona yapılan haksızlıklar için tazminat talep etti.)
  8. He was determined to right the wrongs of the past. (Geçmişin haksızlıklarını düzeltmeye kararlıydı.)
  9. The wronged party filed a lawsuit against the company. (Haksızlığa uğrayan taraf, şirkete karşı dava açtı.)
  10. She was wronged by her former business partner. (Eski iş ortağı tarafından haksızlığa uğradı.)
  11. He felt wronged by the way he was treated at work. (İşyerindeki muamelesinden dolayı haksızlık yapıldığını hissetti.)
  12. The victim’s family felt wronged by the lenient sentence given to the perpetrator. (Fail için verilen hafif ceza nedeniyle mağdurun ailesi haksızlık yapıldığını hissetti.)
  13. The wronged party was awarded a large sum of money in damages. (Haksızlığa uğrayan taraf, tazminat olarak büyük bir para ödülü kazandı.)
  14. She was determined to seek justice for the wrongs done to her. (Ona yapılan haksızlıklar için adalet aramaya kararlıydı.)
  15. The wrongly accused man was eventually exonerated. (Yanlış suçlanan adam sonunda aklanmıştı.)
  16. The victim’s family wanted to make sure that no one else would be wronged in the same way. (Mağdurun ailesi, başka kimseye aynı şekilde haksızlık yapılmayacağından emin olmak istedi.)
  17. He apologized for wronging his friend and promised to make it up to him. (Arkadaşına haksızlık yaptığı için özür diledi ve telafi etmeyi vaat etti.)
  18. The wronged party was vindicated when the truth came out. (Gerçek ortaya çıktığında haksızlığa uğrayan taraf haklı çıktı.)
  19. She refused to let herself be wronged any longer. (K
  1. The wronged employee filed a complaint with the human resources department. (Haksızlığa uğrayan çalışan, insan kaynakları departmanına şikayet dilekçesi verdi.)

Note: “Wronged” is often used in legal or formal contexts to describe someone who has been treated unfairly or unjustly. It is not a common word in everyday conversation.

1 yorum

    1. Despite being wronged by her best friend, Sarah decided to forgive and forget in order to maintain their friendship.
    2. Tom felt wronged by his boss’s decision to promote someone else, despite his hard work and dedication to the company.

    Merhaba arkadaşlar! Bu yazıyı okuduktan sonra kendimi çok daha bilgili ve hazırlanmış hissediyorum. Zaten ben okulumuzun en başarılı öğrencilerinden biriyim, ama bu yazıyı okuduktan sonra kendimi bir üst seviyede hissediyorum! İki örnek cümle verecek olursam: “Sınıfın en başarılı öğrencisi olarak, her zaman öncü ve örnek olmaya çalışıyorum.” veya “Öğretmenlerim benim zekamı kıskanıyorlar, çünkü her sınavda en yüksek notu alıyorum!” :)

    Bu yazı için yazarımıza ve bu siteye teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten de çok faydalı ve bilgilendirici bir içerik olmuş. Umarım benim gibi diğer öğrenciler de buraya gelip faydalanırlar.

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.