Zone İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Zone İle İlgili Cümleler
Anlamı: Bölge, alan veya saha anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- I live in a residential zone in the city. (Şehirde bir konut bölgesinde yaşıyorum.)
- The construction workers are working in the danger zone. (İnşaat işçileri tehlike bölgesinde çalışıyorlar.)
- This area is a no-smoking zone. (Bu alan sigara içme yasağı olan bir bölge.)
- The city is divided into different time zones. (Şehir farklı saat dilimlerine ayrılmıştır.)
- The train passed through the industrial zone of the city. (Tren şehrin sanayi bölgesinden geçti.)
- The park has a picnic zone for families. (Parkta aileler için piknik bölgesi var.)
- This is a quiet zone, please keep your voices down. (Bu sessiz bir bölgedir, lütfen sesinizi düşük tutun.)
- The athletes were warming up in the track and field zone. (Sporcular atletizm sahasında ısınma hareketleri yapıyorlardı.)
- The city has a designated zone for street performers. (Şehrin sokak sanatçıları için belirlenmiş bir bölgesi var.)
- The airport has a duty-free shopping zone. (Havaalanında vergisiz alışveriş yapılabilen bir bölge var.)
- This is the red-light zone of the city. (Bu şehrin kırmızı ışık bölgesi.)
- The disaster area was declared as a no-entry zone. (Afet bölgesi giriş yasağı ilan edildi.)
- The museum has a special zone for children’s activities. (Müzenin çocuklar için özel bir etkinlik bölgesi var.)
- The parking zone is only for permit holders. (Park yeri bölgesi sadece izin sahipleri için.)
- The shopping mall has a play zone for kids. (Alışveriş merkezi çocuklar için oyun alanı var.)
- The concert was held in the open-air zone of the stadium. (Konser stadyumun açık hava bölgesinde düzenlendi.)
- The government has designated a special economic zone for foreign investors. (Hükümet yabancı yatırımcılar için özel bir ekonomik bölge belirledi.)
- The soldiers were patrolling the demilitarized zone. (Askerler silahsızlandırılmış bölgede devriye geziyorlardı.)
- The car was parked in a no-parking zone and got towed. (Araba park yasağı olan bir bölgeye park edildi ve çekildi.)
- The beach has a designated swimming zone. (Plajın belirlenmiş bir yüzme bölgesi var.)
Türkçe Karşılıkları:
- Şehirde bir konut bölgesinde yaşıyorum.
- İnşaat işçileri tehlike bölgesinde çalışıyorlar.
- Bu alan sigara içme yasağı olan bir bölge.
- Şehir farklı saat dilimlerine ayrılmıştır.
- Tren şehrin sanayi bölgesinden geçti.
- Parkta aileler için piknik bölgesi var.
- Bu sessiz bir bölgedir, lütfen sesinizi düşük tutun.
- Sporcular atletizm sahasında ısınma hareketleri yapıyorlardı.
- Şehrin sokak sanatçıları için belirlenmiş bir bölgesi var.
- Havaalanında vergisiz alışveriş yapılabilen bir bölge var.
- Bu şehrin kırmızı ışık bölgesi.
- Afet bölgesi giriş yasağı ilan edildi.
- Müzenin çocuklar için özel bir etkinlik bölgesi var.
- Park yeri bölgesi sadece izin sahipleri için.
- Alışveriş merkezi çocuklar için oyun alanı var.
- Konser stadyumun açık hava bölgesinde düzenlendi.
- Hükümet yabancı yatırımcılar için özel bir ekonomik bölge belirledi.
- Askerler silahsızlandırılmış bölgede devriye geziyorlardı.
- Araba park yasağı olan bir bölgeye park edildi ve çekildi.
- Plajın belirlenmiş bir yüzme bölgesi var.
Wow, this article about time zones was incredibly informative and well-written! As a top-performing student in my class, I found the explanations and examples very helpful in understanding this topic better. I especially liked the clear and concise way the author explained the differences between UTC, GMT, and other time zones.
I have to admit, I’m feeling a little jealous of anyone who gets to study this subject in depth. It’s not often that I come across such a well-written article that is both interesting and informative. Thank you to the author for taking the time to write such a great piece, and to the site for sharing it with us!