Wobbly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wobbly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wobbly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wobbly, “titrek” anlamına gelen bir sıfat olarak kullanılır.

  1. She felt wobbly after getting off the rollercoaster. (Rollercoasterdan indikten sonra titrediğini hissetti.)
  2. The table is wobbly, we need to fix it. (Masa titriyor, onarmamız gerekiyor.)
  3. He walked in a wobbly manner after the accident. (Kazadan sonra titrek bir şekilde yürüdü.)
  4. The toddler took wobbly steps as he learned to walk. (Yürümeyi öğrenirken, çocuk titrek adımlar attı.)
  5. She tried to maintain her balance, but her legs were wobbly. (Dengesini korumaya çalıştı, ama bacakları titriyordu.)
  6. The drunk man was wobbly on his feet. (Sarhoş adam ayakta titriyordu.)
  7. The bike had a wobbly wheel. (Bisikletin bir tekeri titriyordu.)
  8. The bridge was wobbly in the strong wind. (Köprü, şiddetli rüzgarda titriyordu.)
  9. The jelly was wobbly and jiggly. (Jöle titrek ve sallantılıydı.)
  10. Her voice sounded wobbly as she tried to hold back tears. (Gözyaşlarını tutmaya çalışırken, sesi titrek çıktı.)
  11. The old man’s legs were wobbly due to his arthritis. (Yaşlı adamın bacakları artrit nedeniyle titriyordu.)
  12. The building swayed and wobbled during the earthquake. (Deprem sırasında bina sallandı ve titredi.)
  13. The baby’s first steps were wobbly and unsteady. (Bebeğin ilk adımları titrek ve dengesizdi.)
  14. The wobbly table caused the drinks to spill. (Titrek masa içeceklerin dökülmesine neden oldu.)
  15. The dancer’s legs were wobbly from exhaustion. (Dansçının bacakları yorgunluktan titriyordu.)
  16. The drunk driver’s car was wobbly as he swerved down the road. (Sürücü sarhoştu ve arabası yolda zikzak çizerek titriyordu.)
  17. The ladder felt wobbly as he climbed up to the roof. (Çatıya tırmanırken, merdiven titriyordu.)
  18. She had a wobbly tooth that needed to be pulled out. (Çekilmesi gereken titrek bir dişi vardı.)
  19. The table

    continued:

    was wobbly because one of the legs was shorter than the others. (Masa titriyordu çünkü bacaklardan biri diğerlerinden daha kısaydı.)

  20. The boat was wobbly on the choppy waves. (Tekne dalgalı sularda titriyordu.)
  21. The acrobat performed a wobbly handstand but managed to regain his balance. (Akrobat titrek bir başaşağı duruşu sergiledi ama dengeyi yeniden sağladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.