Wobbly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Wobbly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Wobbly, “titrek” anlamına gelen bir sıfat olarak kullanılır.
- She felt wobbly after getting off the rollercoaster. (Rollercoasterdan indikten sonra titrediğini hissetti.)
- The table is wobbly, we need to fix it. (Masa titriyor, onarmamız gerekiyor.)
- He walked in a wobbly manner after the accident. (Kazadan sonra titrek bir şekilde yürüdü.)
- The toddler took wobbly steps as he learned to walk. (Yürümeyi öğrenirken, çocuk titrek adımlar attı.)
- She tried to maintain her balance, but her legs were wobbly. (Dengesini korumaya çalıştı, ama bacakları titriyordu.)
- The drunk man was wobbly on his feet. (Sarhoş adam ayakta titriyordu.)
- The bike had a wobbly wheel. (Bisikletin bir tekeri titriyordu.)
- The bridge was wobbly in the strong wind. (Köprü, şiddetli rüzgarda titriyordu.)
- The jelly was wobbly and jiggly. (Jöle titrek ve sallantılıydı.)
- Her voice sounded wobbly as she tried to hold back tears. (Gözyaşlarını tutmaya çalışırken, sesi titrek çıktı.)
- The old man’s legs were wobbly due to his arthritis. (Yaşlı adamın bacakları artrit nedeniyle titriyordu.)
- The building swayed and wobbled during the earthquake. (Deprem sırasında bina sallandı ve titredi.)
- The baby’s first steps were wobbly and unsteady. (Bebeğin ilk adımları titrek ve dengesizdi.)
- The wobbly table caused the drinks to spill. (Titrek masa içeceklerin dökülmesine neden oldu.)
- The dancer’s legs were wobbly from exhaustion. (Dansçının bacakları yorgunluktan titriyordu.)
- The drunk driver’s car was wobbly as he swerved down the road. (Sürücü sarhoştu ve arabası yolda zikzak çizerek titriyordu.)
- The ladder felt wobbly as he climbed up to the roof. (Çatıya tırmanırken, merdiven titriyordu.)
- She had a wobbly tooth that needed to be pulled out. (Çekilmesi gereken titrek bir dişi vardı.)
- The table
continued:
was wobbly because one of the legs was shorter than the others. (Masa titriyordu çünkü bacaklardan biri diğerlerinden daha kısaydı.)
- The boat was wobbly on the choppy waves. (Tekne dalgalı sularda titriyordu.)
- The acrobat performed a wobbly handstand but managed to regain his balance. (Akrobat titrek bir başaşağı duruşu sergiledi ama dengeyi yeniden sağladı.)
Hemen Yorum Yaz