Waxen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Waxen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Waxen

Waxen kelimesi İngilizcede “balmumu gibi, mumlu, soluk” anlamlarına gelir.

  1. Her skin was waxen and translucent. (Tüm cildi balmumu gibi ve saydamdı.)
  2. The candle cast a waxen glow over the room. (Mum odanın üzerine mumlu bir ışık yaydı.)
  3. The mannequin had a waxen complexion. (Mankenin cildi balmumu gibi beyazdı.)
  4. The flowers had a waxen appearance. (Çiçekler mumlu bir görünüme sahipti.)
  5. His face was waxen with fear. (Yüzü korkudan soluktu.)
  6. She wore a waxen mask for the play. (Oyun için balmumu gibi bir maske taktı.)
  7. The painting had a waxen finish. (Tablo balmumu gibi bir yüzeye sahipti.)
  8. The cheese had a waxen rind. (Peynirin üzerinde mumlu bir kabuk vardı.)
  9. The statue had a waxen texture. (Heykelin dokusu balmumu gibiydi.)
  10. The child’s hand was cold and waxen. (Çocuğun eli soğuk ve soluktu.)
  11. The waxen moon hung in the sky. (Balmumu gibi ay gökyüzünde asılı kaldı.)
  12. The corpse had a waxen appearance. (Cenaze balmumu gibi bir görünüme sahipti.)
  13. The old woman’s skin was waxen and wrinkled. (Yaşlı kadının cildi balmumu gibi ve kırışıktı.)
  14. The painting’s colors had a waxen quality. (Tablonun renkleri balmumu gibi bir kaliteye sahipti.)
  15. The waxen figure looked eerily lifelike. (Balmumu gibi figür ürkütücü bir şekilde gerçekçi görünüyordu.)
  16. The room was lit by the waxen candles. (Oda balmumu gibi mumlarla aydınlatıldı.)
  17. The fruit had a waxen coating. (Meyveler mumlu bir kaplama ile kaplıydı.)
  18. The woman’s hair had a waxen shine. (Kadının saçı balmumu gibi parlıyordu.)
  19. The sculpture had a waxen patina. (Heykelin yüzeyi balmumu gibi bir patina ile kaplıydı.)
  20. The doll’s face was made of waxen material. (Bebeğin yüzü balmumu benzeri bir malzemeden yapılmıştı.)
  1. The painting had a waxen sheen that made it look almost three-dimensional. (Tabloda balmumu gibi bir parlaklık vardı ve neredeyse üç boyutlu görünüyordu.)
  2. The waxen wings of the moth were delicate and translucent. (Güvelerin balmumu gibi kanatları zarif ve saydamdı.)
  3. The sculptor used a special technique to create the waxen appearance of the statue. (Heykeltraş heykelin balmumu gibi görünümünü oluşturmak için özel bir teknik kullandı.)
  4. The room smelled of waxen candles and fresh flowers. (Oda balmumu gibi mumlar ve taze çiçekler kokuyordu.)
  5. The waxen texture of the fabric gave it a unique feel. (Kumaşın balmumu gibi dokusu ona benzersiz bir his veriyordu.)
  6. The artist used a waxen medium to create the sculpture. (Sanatçı heykeli oluşturmak için balmumu benzeri bir ortam kullandı.)
  7. The waxen surface of the painting made it difficult to discern the brushstrokes. (Tablonun balmumu gibi yüzeyi fırça darbelerini ayırt etmeyi zorlaştırdı.)
  8. The bride’s bouquet had a waxen appearance, with artificial flowers made from wax. (Gelin buketi balmumu gibi bir görünüme sahipti, balmumundan yapılmış yapay çiçeklerden oluşuyordu.)
  9. The candle melted, leaving a puddle of waxen liquid on the table. (Mum eridi ve masada balmumu gibi bir sıvı birikintisi bıraktı.)
  10. The waxen figure of the saint stood at the front of the church. (Azizin balmumu gibi figürü kilisenin önünde duruyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.