Wit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wit

Türkçe Anlamı: Zeka, espritüellik, mizah duygusu

  1. She is known for her wit and sarcasm. (O, zekası ve iğneleyici üslubuyla tanınır.)
  2. The comedian’s wit had the audience laughing throughout the entire show. (Komedyenin esprileri tüm gösteri boyunca izleyicileri güldürdü.)
  3. I always admire his quick wit and ability to come up with clever comebacks. (Her zaman onun hızlı zekasını ve akıllıca cevaplar verme yeteneğini takdir ederim.)
  4. She has a sharp wit and can easily outsmart anyone in a debate. (Keskin bir zekası var ve tartışmada herkesi kolayca alt edebilir.)
  5. His wit and charm made him a popular figure in the social scene. (Zekası ve çekiciliği onu sosyal hayatta popüler bir figür yaptı.)
  6. I love reading Oscar Wilde’s works because of his wit and clever wordplay. (Oscar Wilde’ın eserlerini, zekası ve akıllıca kelime oyunları nedeniyle okumayı seviyorum.)
  7. His wit was on full display during the interview, making the host and audience laugh. (Röportaj sırasında zekası tamamen ortaya çıktı ve sunucu ve izleyicileri güldürdü.)
  8. The writer’s wit and satire were evident in her latest novel. (Yazarın zekası ve hiciv yeteneği son romanında açıkça görülüyordu.)
  9. Her wit and intelligence made her stand out among her peers. (Zekası ve zekâsı, akranları arasından sıyrılmasını sağladı.)
  10. He has a dry wit that can catch people off guard. (Kuru bir zekası var ki, insanları hazırlıksız yakalayabilir.)
  11. The play was filled with wit and humor, keeping the audience entertained from beginning to end. (Oyun, zeka ve mizah doluydu ve izleyicileri baştan sona eğlendirdi.)
  12. Her witty retort shut down the argument and left everyone in awe. (Akıllıca verdiği cevap tartışmayı sonlandırdı ve herkesi hayran bıraktı.)
  13. His wit and creativity were key to his success as an advertising executive. (Zekası ve yaratıcılığı, reklamcı olarak başarısının anahtarıydı.)
  14. She used her wit and charm to win over the room and secure the deal. (Odaklanmayı ve anlaşmayı sağlamak için zekası ve çekiciliğini kullandı.)
  15. His witty comments kept the conversation lively and engaging. (Akıllıca yaptığı yorumlar, konuşmayı canlı ve ilgi çekici tuttu.)
  16. Her wit and humor made her a popular speaker at conferences and events. (Zekası ve mizah anlayışı, onu konferanslarda ve etkinliklerde popüler bir konuşmacı yaptı.)
  17. The film was praised

for its clever wit and unexpected twists. (Film, akıllıca zekası ve beklenmedik sürprizleri nedeniyle övgü aldı.)
18. His wit and intelligence allowed him to excel in his studies and earn top grades. (Zekası ve zekâsı, derslerinde başarılı olmasını ve en yüksek notları almasını sağladı.)

  1. The politician’s wit and charisma helped him win over the crowd during the debate. (Politikacının zekası ve karizması, tartışma sırasında kalabalığı kazanmasına yardımcı oldu.)
  2. She has a knack for using her wit and humor to diffuse tense situations. (Gergin durumları yatıştırmak için zekası ve mizah anlayışını kullanma konusunda bir yeteneği var.)

Türkçe Karşılığı: zeka, espritüellik, mizah duygusu

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.