War-Torn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

War-Torn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

War-Torn Nedir?

War-torn, Türkçe karşılığı “savaş yıkımı” olan bir kelime öbeğidir. Bu kelime, savaşın yıkıcı etkileri sonucu büyük zarar görmüş veya yıkılmış bir bölge veya ülkeyi ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. The war-torn country is struggling to rebuild its infrastructure. (Savaş yıkımına uğramış ülke, altyapısını yeniden inşa etmeye çalışıyor.)
  2. She grew up in a war-torn city and experienced the horrors of conflict firsthand. (Savaş yıkımına uğramış bir şehirde büyüdü ve çatışmanın dehşetini birinci elden yaşadı.)
  3. Aid organizations are working to provide basic necessities to war-torn communities. (Yardım kuruluşları, savaş yıkımına uğramış toplumlara temel ihtiyaçları sağlamak için çalışıyorlar.)
  4. The documentary highlights the plight of refugees in war-torn regions. (Belgesel, savaş yıkımına uğramış bölgelerdeki mültecilerin zorluğunu vurguluyor.)
  5. The war-torn town was left in ruins after years of conflict. (Yıllarca süren çatışmaların ardından, savaş yıkımına uğramış kasaba enkaz halinde kaldı.)
  6. The children in the war-torn region have been traumatized by the violence. (Savaş yıkımına uğramış bölgedeki çocuklar, şiddetten travmatize oldular.)
  7. The government is struggling to provide basic services to war-torn areas. (Hükümet, savaş yıkımına uğramış bölgelere temel hizmetleri sağlamakta zorlanıyor.)
  8. The war-torn country is in dire need of international aid. (Savaş yıkımına uğramış ülke, uluslararası yardıma acil bir şekilde ihtiyaç duyuyor.)
  9. The war-torn region has seen a surge in crime and lawlessness. (Savaş yıkımına uğramış bölgede suç ve hukuksuzlukta artış yaşandı.)
  10. The war-torn city is a shadow of its former self. (Savaş yıkımına uğramış şehir, eski halinden eser kalmadı.)
  11. The war-torn country has become a breeding ground for extremist groups. (Savaş yıkımına uğramış ülke, aşırıcı gruplar için bir üreme alanı haline geldi.)
  12. The war-torn region is struggling to provide education to its children. (Savaş yıkımına uğramış bölge, çocuklarına eğitim sağlamakta zorlanıyor.)
  13. The war-torn city is a constant reminder of the horrors of war. (Savaş yıkımına uğramış şehir, savaşın dehşetinin sürekli bir hatırl
  1. The war-torn region is in desperate need of medical supplies and personnel. (Savaş yıkımına uğramış bölge, tıbbi malzemeler ve personel konusunda acil bir şekilde ihtiyaç duyuyor.)
  2. The war-torn country has been ravaged by famine and disease. (Savaş yıkımına uğramış ülke, kıtlık ve hastalıkla harap oldu.)
  3. The war-torn city is slowly rebuilding, but progress is slow. (Savaş yıkımına uğramış şehir yavaş yavaş yeniden inşa ediliyor, ancak ilerleme yavaş.)
  4. The war-torn region has seen a rise in mental health issues among its population. (Savaş yıkımına uğramış bölgede nüfus arasında zihinsel sağlık sorunları arttı.)
  5. The war-torn country is a complex web of ethnic and religious tensions. (Savaş yıkımına uğramış ülke, etnik ve dini gerilimlerin karmaşık bir ağıdır.)
  6. The war-torn city has become a ghost town, with only a handful of residents remaining. (Savaş yıkımına uğramış şehir hayalet şehir haline geldi, sadece birkaç yerleşimci kaldı.)
  7. The war-torn region has left a generation of children with no hope for the future. (Savaş yıkımına uğramış bölge, gelecek için umutları olmayan bir çocuk nesli bıraktı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.