War-Torn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
War-Torn Nedir?
War-torn, Türkçe karşılığı “savaş yıkımı” olan bir kelime öbeğidir. Bu kelime, savaşın yıkıcı etkileri sonucu büyük zarar görmüş veya yıkılmış bir bölge veya ülkeyi ifade eder.
Örnek Cümleler:
- The war-torn country is struggling to rebuild its infrastructure. (Savaş yıkımına uğramış ülke, altyapısını yeniden inşa etmeye çalışıyor.)
- She grew up in a war-torn city and experienced the horrors of conflict firsthand. (Savaş yıkımına uğramış bir şehirde büyüdü ve çatışmanın dehşetini birinci elden yaşadı.)
- Aid organizations are working to provide basic necessities to war-torn communities. (Yardım kuruluşları, savaş yıkımına uğramış toplumlara temel ihtiyaçları sağlamak için çalışıyorlar.)
- The documentary highlights the plight of refugees in war-torn regions. (Belgesel, savaş yıkımına uğramış bölgelerdeki mültecilerin zorluğunu vurguluyor.)
- The war-torn town was left in ruins after years of conflict. (Yıllarca süren çatışmaların ardından, savaş yıkımına uğramış kasaba enkaz halinde kaldı.)
- The children in the war-torn region have been traumatized by the violence. (Savaş yıkımına uğramış bölgedeki çocuklar, şiddetten travmatize oldular.)
- The government is struggling to provide basic services to war-torn areas. (Hükümet, savaş yıkımına uğramış bölgelere temel hizmetleri sağlamakta zorlanıyor.)
- The war-torn country is in dire need of international aid. (Savaş yıkımına uğramış ülke, uluslararası yardıma acil bir şekilde ihtiyaç duyuyor.)
- The war-torn region has seen a surge in crime and lawlessness. (Savaş yıkımına uğramış bölgede suç ve hukuksuzlukta artış yaşandı.)
- The war-torn city is a shadow of its former self. (Savaş yıkımına uğramış şehir, eski halinden eser kalmadı.)
- The war-torn country has become a breeding ground for extremist groups. (Savaş yıkımına uğramış ülke, aşırıcı gruplar için bir üreme alanı haline geldi.)
- The war-torn region is struggling to provide education to its children. (Savaş yıkımına uğramış bölge, çocuklarına eğitim sağlamakta zorlanıyor.)
- The war-torn city is a constant reminder of the horrors of war. (Savaş yıkımına uğramış şehir, savaşın dehşetinin sürekli bir hatırl
- The war-torn region is in desperate need of medical supplies and personnel. (Savaş yıkımına uğramış bölge, tıbbi malzemeler ve personel konusunda acil bir şekilde ihtiyaç duyuyor.)
- The war-torn country has been ravaged by famine and disease. (Savaş yıkımına uğramış ülke, kıtlık ve hastalıkla harap oldu.)
- The war-torn city is slowly rebuilding, but progress is slow. (Savaş yıkımına uğramış şehir yavaş yavaş yeniden inşa ediliyor, ancak ilerleme yavaş.)
- The war-torn region has seen a rise in mental health issues among its population. (Savaş yıkımına uğramış bölgede nüfus arasında zihinsel sağlık sorunları arttı.)
- The war-torn country is a complex web of ethnic and religious tensions. (Savaş yıkımına uğramış ülke, etnik ve dini gerilimlerin karmaşık bir ağıdır.)
- The war-torn city has become a ghost town, with only a handful of residents remaining. (Savaş yıkımına uğramış şehir hayalet şehir haline geldi, sadece birkaç yerleşimci kaldı.)
- The war-torn region has left a generation of children with no hope for the future. (Savaş yıkımına uğramış bölge, gelecek için umutları olmayan bir çocuk nesli bıraktı.)
Hemen Yorum Yaz