Well-Disposed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Well-Disposed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Well-Disposed

Well-disposed kelimesi, bir kişinin veya grubun, olumlu, dostça veya hoşgörülü bir tavır sergilemesi anlamına gelir.

1. John is well-disposed towards his neighbors. (John komşularına karşı iyi niyetlidir.)
2. The manager is well-disposed towards his employees. (Yönetici çalışanlarına karşı olumlu tutum sergiliyor.)
3. She is always well-disposed towards new ideas. (O her zaman yeni fikirlere açıktır.)
4. The teacher was well-disposed towards the student’s request. (Öğretmen öğrencinin isteğine olumlu yaklaştı.)
5. The company is well-disposed towards supporting local charities. (Şirket yerel hayırseverlik çalışmalarını destekleme konusunda olumlu bir tavır sergiliyor.)
6. The committee is well-disposed towards the proposal. (Komite öneriye olumlu yaklaşıyor.)
7. The parents are well-disposed towards the school’s policies. (Ebeveynler okulun politikalarına olumlu yaklaşıyorlar.)
8. The team is well-disposed towards accepting new members. (Takım yeni üyeleri kabul etmek konusunda olumlu bir tavır sergiliyor.)
9. The supervisor is well-disposed towards helping his subordinates. (Sorumlu personel astlarına yardımcı olmak konusunda olumlu bir tavır sergiliyor.)
10. The audience was well-disposed towards the performer. (İzleyiciler performansa olumlu yaklaştılar.)
11. The customer service representative was well-disposed towards resolving the issue. (Müşteri hizmetleri temsilcisi sorunu çözmek için olumlu bir tutum sergiliyordu.)
12. The government is well-disposed towards investing in renewable energy. (Hükümet yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak konusunda olumlu bir tavır sergiliyor.)
13. The jury is well-disposed towards considering all the evidence. (Jüri tüm kanıtları dikkate almak konusunda olumlu bir tavır sergiliyor.)
14. The manager was well-disposed towards giving his employees a raise. (Yönetici çalışanlarına zam yapmak konusunda olumlu bir tutum sergiliyordu.)
15. The committee is well-disposed towards hearing all the stakeholders’ opinions. (Komite tüm paydaşların görüşlerini duymak konusunda olumlu bir tutum sergiliyor.)
16. The doctor is well-disposed towards his patients. (Doktor hastalarına karşı iyi niyetlidir.)
17. The mayor is well-disposed towards improving the city’s infrastructure. (Belediye başkanı şehrin altyapısını iyileştirmek konusunda olumlu bir tutum sergiliyor.)
18. The student is well-disposed towards learning new languages. (Öğrenci yeni diller öğrenmek konusunda olumlu bir tavır sergiliyor.)
19. The coach is well-disposed towards encouraging his players. (Antrenör oyuncularını teşvik etmek

konusunda olumlu bir tutum sergiliyor.)
20. The organization is well-disposed towards promoting diversity and inclusion. (Organizasyon çeşitliliği ve dahil edilme konusunda olumlu bir tutum sergiliyor.)