Well-Chosen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Well-Chosen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Well-Chosen Kelimesinin Türkçe Anlamı:

İyi seçilmiş, uygun tercih edilmiş

Örnek Cümleler:

1. Well-chosen words can have a powerful impact on people’s opinions. (İyi seçilmiş kelimeler, insanların fikirlerinde güçlü bir etki yaratabilir.)
2. She always wore well-chosen outfits that made her stand out in the crowd. (Her zaman kalabalıkta dikkat çeken iyi seçilmiş kıyafetler giyerdi.)
3. The team’s success was due in part to their well-chosen strategy. (Takımın başarısı, kısmen iyi seçilmiş stratejilerine bağlıydı.)
4. He was known for his well-chosen words of wisdom. (O, bilgece iyi seçilmiş kelimeleriyle tanınırdı.)
5. The well-chosen paint colors transformed the drab room into a vibrant space. (İyi seçilmiş boya renkleri, sıkıcı odanın canlı bir alana dönüşmesini sağladı.)
6. The well-chosen team of experts worked diligently to solve the complex problem. (İyi seçilmiş uzman ekibi, karmaşık problemin çözümü için özveriyle çalıştı.)
7. She always had a well-chosen gift for each occasion. (Her zaman her duruma uygun bir iyi seçilmiş hediyesi vardı.)
8. The well-chosen location for the conference made it easily accessible for attendees. (Konferans için iyi seçilmiş mekan, katılımcılar için kolay erişilebilirlik sağladı.)
9. The artist’s well-chosen brushstrokes brought the painting to life. (Sanatçının iyi seçilmiş fırça darbeleri, resmi canlandırdı.)
10. The politician’s well-chosen words resonated with the audience. (Politikacının iyi seçilmiş kelimeleri, seyirciyle uyumlu oldu.)
11. The company’s well-chosen

    marketing campaign increased their sales by 20%. (Şirketin iyi seçilmiş pazarlama kampanyası, satışlarını %20 artırdı.)

12. The designer’s well-chosen fabrics and patterns created a stunning dress. (Tasarımcının iyi seçilmiş kumaşları ve desenleri, muhteşem bir elbise yarattı.)
13. His well-chosen words of apology helped to smooth over the disagreement. (Özür dilemek için iyi seçilmiş kelimeleri, anlaşmazlığı hafifletmeye yardımcı oldu.)
14. The well-chosen menu options catered to a variety of dietary restrictions. (Menü seçenekleri, çeşitli diyet kısıtlamalarına uygun iyi seçilmişti.)
15. Her well-chosen words of encouragement gave him the confidence to pursue his dreams. (Onun cesaretini toplamasını sağlayan iyi seçilmiş teşvik sözleri vardı.)
16. The company’s well-chosen philanthropic efforts helped to improve the community. (Şirketin iyi seçilmiş hayırseverlik çabaları, toplumun iyileşmesine yardımcı oldu.)
17. The well-chosen actors brought the characters to life on stage. (Oyuncular, karakterleri sahnede canlandırmak için iyi seçilmişti.)
18. The well-chosen lighting added to the ambiance of the restaurant. (Aydınlatmanın iyi seçilmiş olması, restoranın atmosferine katkı sağladı.)
19. The well-chosen location for the wedding provided a beautiful backdrop for the ceremony. (Düğün için iyi seçilmiş mekan, tören için güzel bir arka plan sağladı.)
20. The writer’s well-chosen words created vivid imagery in the reader’s mind. (Yazarın iyi seçilmiş kelimeleri, okuyucunun zihninde canlı imgeler yarattı.)