Waver İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Waver İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Waver Nedir?

Waver kelimesi “kararsızlık” veya “tereddüt etmek” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. I wavered between ordering pizza and Chinese food for dinner. (Akşam yemeği için pizza ve Çin yemeği arasında tereddüt ettim.)
2. The politician’s stance on the issue began to waver as public opinion shifted. (Halkın görüşü değiştikçe, politikacının duruşu sarsılmaya başladı.)
3. She wavered in her decision to quit her job and start her own business. (İşinden ayrılmak ve kendi işini kurmak konusunda kararsızdı.)
4. His faith in his abilities never wavered, even when faced with obstacles. (Engellerle karşılaştığında bile, yeteneklerine olan inancı asla sarsılmadı.)
5. The soldier didn’t waver in the face of danger. (Asker tehlike karşısında tereddüt etmedi.)
6. The CEO’s resolve wavered when the company’s profits declined. (Şirketin karı azaldığında, CEO’nun kararlılığı sarsıldı.)
7. Her commitment to her values never wavered, even when faced with criticism. (Eleştirilere maruz kaldığında bile, değerlerine olan bağlılığı asla sarsılmadı.)
8. The athlete’s confidence began to waver after a series of losses. (Bir dizi yenilginin ardından, sporcu özgüvenini kaybetmeye başladı.)
9. I wavered for a moment before making the final decision. (Son kararı vermeden önce bir an tereddüt ettim.)
10. The stock market wavered in response to the news of the economic downturn. (Ekonomik durgunluk haberiyle birlikte, hisse senedi piyasası sarsıldı.)
11. She couldn’t help but waver in her resolve when she saw the look on his face. (Yüzündeki ifadeyi görünce, kararlılığı sarsılmadan edemedi.)
12. The weather wavered between sunny and cloudy throughout the day. (Hava gün boyunca güneşli ve bulutlu arasında gidip geldi.)
13. The singer’s voice wavered during the emotional ballad. (Duygusal balad sırasında, şarkıcının sesi titredi.)
14. The company’s reputation began to waver after the scandal. (Skandalın ardından, şirketin itibarı sarsılmaya başladı.)
15. He wavered in his support of the political candidate after learning of their controversial past. (Tartışmalı geçmişlerini öğrendikten sonra, siyasi adaya olan desteği sarsıldı.)
16. The beam wavered as the weight on it shifted. (Ağırlık kaydıkça, kiriş sallandı.)
17. The little girl’s resolve wavered when she saw the size of the rollercoaster. (Lunapark treninin büyüklüğünü görünce, küçük kızın kararlılı

ğı sarsıldı.)
18. The leader’s resolve did not waver in the face of opposition from other countries. (Diğer ülkelerin muhalefetine rağmen, liderin kararlılığı sarsılmadı.)

  1. The teacher’s patience began to waver as the students continued to misbehave. (Öğrenciler kötü davranmaya devam ettikçe, öğretmenin sabrı sarsılmaya başladı.)
  2. His confidence wavered when he realized he had made a mistake. (Bir hata yaptığını fark ettiğinde, özgüveni sarsıldı.)

Türkçe Karşılıkları:

1. Akşam yemeği için pizza ve Çin yemeği arasında tereddüt ettim.
2. Halkın görüşü değiştikçe, politikacının duruşu sarsılmaya başladı.
3. İşinden ayrılmak ve kendi işini kurmak konusunda kararsızdı.
4. Engellerle karşılaştığında bile, yeteneklerine olan inancı asla sarsılmadı.
5. Asker tehlike karşısında tereddüt etmedi.
6. Şirketin karı azaldığında, CEO’nun kararlılığı sarsıldı.
7. Eleştirilere maruz kaldığında bile, değerlerine olan bağlılığı asla sarsılmadı.
8. Bir dizi yenilginin ardından, sporcu özgüvenini kaybetmeye başladı.
9. Son kararı vermeden önce bir an tereddüt ettim.
10. Ekonomik durgunluk haberiyle birlikte, hisse senedi piyasası sarsıldı.
11. Yüzündeki ifadeyi görünce, kararlılığı sarsılmadan edemedi.
12. Hava gün boyunca güneşli ve bulutlu arasında gidip geldi.
13. Duygusal balad sırasında, şarkıcının sesi titredi.
14. Skandalın ardından, şirketin itibarı sarsılmaya başladı.
15. Tartışmalı geçmişlerini öğrendikten sonra, siyasi adaya olan desteği sarsıldı.
16. Ağırlık kaydıkça, kiriş sallandı.
17. Lunapark treninin büyüklüğünü görünce, küçük kızın kararlılığı sarsıldı.
18. Diğer ülkelerin muhalefetine rağmen, liderin kararlılığı sarsılmadı.
19. Öğrenciler kötü davranmaya devam ettikçe, öğretmenin sabrı sarsılmaya başladı.
20. Bir hata yaptığını fark ettiğinde, özgüveni sarsıldı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.