
Walk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Walk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Türkçe Anlamı: Yürümek
- I love to walk on the beach. (Ben sahilde yürümeyi seviyorum.)
- She walks to work every day. (Her gün işe yürüyor.)
- Let’s take a walk in the park. (Parkta yürüyüş yapalım.)
- He walks his dog every evening. (Her akşam köpeğiyle yürüyüşe çıkar.)
- I need to walk to the store to buy some groceries. (Bazı market alışverişleri için mağazaya yürümeliyim.)
- She walked for miles to get to the concert. (Konsere gitmek için mil üzerinde yürüdü.)
- The baby is learning to walk. (Bebek yürümeyi öğreniyor.)
- I like to walk in the rain. (Yağmurda yürümekten hoşlanırım.)
- He walked out of the room in anger. (Öfkeyle odadan çıktı.)
- The doctor told him he needed to walk more to improve his health. (Doktor, sağlığını iyileştirmek için daha çok yürümesi gerektiğini söyledi.)
- They walked through the forest to get to the lake. (Gölü görmek için ormanın içinden yürüdüler.)
- I always take a walk after dinner. (Her zaman yemekten sonra yürüyüş yaparım.)
- She walked around the city to see the sights. (Görülecek yerleri görmek için şehirde yürüdü.)
- He walks with a limp because of his injury. (Sakatlığı nedeniyle topallayarak yürür.)
- I can’t walk in these high heels. (Bu yüksek topuklu ayakkabılarla yürüyemiyorum.)
- They walked hand in hand along the beach. (Sahilde el ele yürüdüler.)
- He walked away from the argument to calm down. (Tartışmadan uzaklaşıp sakinleşmek için yürüdü.)
- I walk on the treadmill for exercise. (Egzersiz için koşu bandında yürürüm.)
- We walked up the mountain to see the view from the top. (Manzarayı tepeden görmek için dağa tırmandık.)
- The students walked out of the classroom to protest. (Öğrenciler protesto etmek için sınıftan çıktılar.)
Hemen Yorum Yaz