Voracious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Voracious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Voracious (Aşırı açgözlü, obur)

Voracious, aşırı açgözlü veya obur biri anlamında kullanılır. Bir kişinin yemek veya başka şeylerle ilgili aşırı istekli olması durumunda da kullanılabilir.

Örnek cümleler:

  1. She has a voracious appetite and can eat a whole pizza by herself. (O aşırı açgözlü bir iştahı var ve bir pizzayı tek başına yiyebilir.)
  2. The voracious lion devoured the entire carcass in minutes. (Aşırı açgözlü aslan, bütün leşi dakikalar içinde yedi.)
  3. His voracious desire for power led him to make some unethical decisions. (Güç hırsı onu bazı etik olmayan kararlar almaya itti.)
  4. She has a voracious thirst for knowledge and reads books constantly. (O, bilgiye aşırı açgözlü bir susuzluğu var ve sürekli kitap okur.)
  5. The voracious mosquitoes made it impossible to sleep at night. (Aşırı açgözlü sivrisinekler gece uyumayı imkansız hale getirdi.)
  6. He has a voracious appetite for success and works long hours every day. (O, başarıya aşırı açgözlü bir iştahı var ve her gün uzun saatler çalışıyor.)
  7. The voracious crowd rushed towards the stage to see their favorite singer. (Aşırı açgözlü kalabalık, favori şarkıcısını görmek için sahneye doğru koştu.)
  8. The voracious dog ate all the food on the table. (Aşırı açgözlü köpek, masadaki bütün yemeği yedi.)
  9. He has a voracious appetite for adventure and loves to travel to new places. (O, maceraya aşırı açgözlü bir iştahı var ve yeni yerlere seyahat etmeyi seviyor.)
  10. The voracious fire destroyed the entire building. (Aşırı açgözlü yangın, bütün binayı yok etti.)
  11. She has a voracious love for chocolate and can’t resist it. (O, çikolataya aşırı açgözlü bir sevgisi var ve ona karşı koyamıyor.)
  12. The voracious reader finished the 600-page book in just one day. (Aşırı açgözlü okur, 600 sayfalık kitabı sadece bir günde bitirdi.)
  13. His voracious ambition made him work tirelessly towards his goals. (Aşırı açgözlü hırsı, hedefleri doğrultusunda yorulmadan çalışmasına neden oldu.)
  14. The voracious flood destroyed many homes in the village. (Aşırı açgözlü sel, köyde birçok evi yok etti.)
  15. She has a voracious appetite for fashion and loves to shop for clothes. (O, modaya aşırı açgözlü bir iştahı var ve kıyafet al

maya bayılıyor.)
16. The voracious consumerism of modern society is causing harm to the environment. (Modern toplumun aşırı tüketimci tutumu, çevreye zarar veriyor.)

  1. He has a voracious need for attention and always tries to be the center of attraction. (O, dikkat çekme ihtiyacına aşırı açgözlü ve her zaman dikkat odağı olmaya çalışıyor.)
  2. The voracious hunter killed many animals for sport. (Aşırı açgözlü avcı, spor için birçok hayvanı öldürdü.)
  3. She has a voracious sweet tooth and can’t resist desserts. (O, tatlılara aşırı açgözlü ve tatlılara karşı koyamıyor.)
  4. The voracious market demand for the latest smartphone model led to long waiting lists. (En son akıllı telefon modeli için aşırı açgözlü pazar talebi, uzun bekleme listelerine neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.