Extra İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Extra İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Extra (Türkçe Anlamı: Ekstra)

Extra, bir şeyin normal veya standart ölçüsüne ek olarak eklenen şeyleri ifade eder. Bu kelime, birçok farklı bağlamda kullanılabilir, örneğin: ekstra para, ekstra çaba, ekstra malzeme, vb.

Örnek Cümleler:

1. Can you please give me some extra sugar for my coffee? (Lütfen kahvem için biraz ekstra şeker verebilir misin?)
2. I will pay extra for the express delivery. (Hızlı teslimat için ekstra ödeme yapacağım.)
3. He always goes the extra mile to make his customers happy. (Müşterilerini mutlu etmek için her zaman ekstra çaba harcar.)
4. I need an extra blanket to keep me warm at night. (Geceleri sıcak kalmak için ekstra bir battaniyeye ihtiyacım var.)
5. She always adds extra spices to her cooking. (Yemek yaparken her zaman ekstra baharatlar ekler.)
6. Can I have extra ketchup with my fries? (Patates kızartmasımla birlikte ekstra ketçap alabilir miyim?)
7. The hotel charges extra for late check-out. (Otel, geç çıkış için ekstra ücret talep ediyor.)
8. I bought an extra ticket for my friend to join us at the concert. (Arkadaşımın konserde bize katılması için ekstra bir bilet aldım.)
9. The teacher gave the students some extra homework to do over the weekend. (Öğretmen öğrencilere hafta sonu yapmaları için ekstra ev ödevi verdi.)
10. He got an extra bonus for his exceptional performance. (Olağanüstü performansı için ekstra bir bonus aldı.)
11. I always keep some extra cash in case of emergencies. (Acil durumlarda ekstra nakit para bulundururum.)
12. The restaurant offers extra discounts for large groups. (Restoran, büyük gruplar için ekstra indirimler sunar.)
13. She needs an extra hour of practice every day to improve her piano skills. (Piyano becerilerini geliştirmek için her gün ekstra bir saat egzersiz yapması gerekiyor.)
14. The hotel room comes with extra amenities such as a minibar and a Jacuzzi. (Otel odası, minibar ve jakuzi gibi ekstra olanaklarla birlikte gelir.)
15. He bought an extra pair of shoes in case it rains. (Yağmur yağarsa ekstra bir çift ayakkabı aldı.)
16. The company provides extra training for its employees. (Şirket, çalışanlarına ekstra eğitimler sağlar.)
17. She asked for extra time to complete the project. (Projeyi tamamlamak için ekstra zaman istedi.)
18. The airline charges extra for overweight baggage. (Hava yolu, fazla kilolu bagaj için ekstra ücret talep ediyor.)
19. He added extra cheese to his pizza. (Pizzasına ekstra peynir ekledi.)
20. The teacher gave the students extra credit for participating in the school’s community service program. (Öğretmen, ok

ulun toplum hizmeti programına katılan öğrencilere ekstra kredi verdi.)