Voracity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Voracity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Voracity Nedir?

Voracity, aşırı iştah veya aç gözlülük anlamına gelir. Bu kelime genellikle bir kişinin çok fazla yemek yediğini veya aşırı bir şekilde tüketim yaptığını ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. Sarah’s voracity at the all-you-can-eat buffet left her feeling stuffed for hours. (Sarah’nın sınırsız yemek büfesindeki aç gözlülüğü, saatlerce dolu hissetmesine neden oldu.)
  2. His voracity for success led him to work tirelessly day and night. (Başarıya olan aç gözlülüğü, günün ve gecenin her saati yorulmadan çalışmasına neden oldu.)
  3. The company’s voracity for profit resulted in unethical business practices. (Şirketin kar aç gözlülüğü, etik olmayan iş uygulamalarına yol açtı.)
  4. Her voracity for shopping led her to accumulate a massive credit card debt. (Alışverişe olan aç gözlülüğü, büyük bir kredi kartı borcu biriktirmesine neden oldu.)
  5. The politician’s voracity for power caused him to make several controversial decisions. (Politikacının iktidar aç gözlülüğü, birçok tartışmalı karar almasına neden oldu.)
  6. His voracity for knowledge drove him to pursue multiple degrees simultaneously. (Bilgi aç gözlülüğü, aynı anda birden fazla dereceyi takip etmesine yol açtı.)
  7. The athlete’s voracity for victory propelled her to train harder than ever before. (Sporcu için zafer aç gözlülüğü, daha önce hiç olmadığı kadar sıkı çalışmasına neden oldu.)
  8. The investor’s voracity for profit led him to take unnecessary risks. (Yatırımcının kar aç gözlülüğü, gereksiz riskler almaya neden oldu.)
  9. The teacher’s voracity for teaching inspired her students to love learning. (Öğretmenin öğretme aç gözlülüğü, öğrencilerinin öğrenmeyi sevmelerine ilham verdi.)
  10. The writer’s voracity for storytelling allowed her to create captivating narratives. (Yazarın hikaye anlatma aç gözlülüğü, etkileyici anlatılar yaratmasına izin verdi.)
  11. The artist’s voracity for experimentation led to groundbreaking new techniques. (Sanatçının deney yapma aç gözlülüğü, çığır açan yeni tekniklere yol açtı.)
  12. The chef’s voracity for creating unique flavors resulted in a wildly popular restaurant. (Şefin benzersiz tatlar yaratma aç gözlülüğü, büyük bir popüler restorana yol açtı.)
  13. The scientist’s voracity for discovery led her to make groundbreaking new findings. (Bilim insanının keşif aç gözlülüğü, çığır açan yeni bulgular yapmasına neden oldu.)
  14. The musician’s voracity for innovation allowed him to create groundbreaking new music. (Müzisyenin yenilik yap

ma aç gözlülüğü, çığır açan yeni müzikler oluşturmasına izin verdi.)
15. The entrepreneur’s voracity for success led him to start multiple successful businesses. (Girişimcinin başarı aç gözlülüğü, birden fazla başarılı işletme kurmasına neden oldu.)

  1. The athlete’s voracity for competition made her a fierce opponent. (Sporcu için rekabet aç gözlülüğü, onu sert bir rakip haline getirdi.)
  2. The student’s voracity for learning allowed him to excel in his studies. (Öğrencinin öğrenme aç gözlülüğü, çalışmalarında başarılı olmasına izin verdi.)
  3. The traveler’s voracity for adventure led her to explore new and exciting places. (Gezginin macera aç gözlülüğü, yeni ve heyecan verici yerleri keşfetmesine neden oldu.)
  4. The activist’s voracity for change inspired him to fight for social justice. (Aktivistin değişim aç gözlülüğü, sosyal adalet için mücadele etmesine ilham verdi.)
  5. The collector’s voracity for rare items led him to amass an impressive collection. (Koleksiyoncu için nadir öğeler toplama aç gözlülüğü, etkileyici bir koleksiyon biriktirmesine neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.