Virtuoso İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Virtuoso İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Virtuoso Nedir?


Virtuoso, bir sanatçının özellikle müzik alanında olağanüstü yeteneklerine sahip olmasını ifade eden bir sıfat olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The pianist’s virtuoso performance brought the audience to their feet. (Piyano sanatçısının virtüöz performansı izleyicileri ayakta alkışlattı.)
  2. He is a virtuoso of the guitar, he can play any song perfectly. (O, gitarın bir virtüözüdür, herhangi bir şarkıyı mükemmel şekilde çalabilir.)
  3. The violinist’s virtuosity was breathtaking, he made the instrument sing like never before. (Keman sanatçısının virtüözluğu nefes kesiciydi, en önce hiç olmadığı kadar çalgıyı şarkı söyler gibi çıkardı.)
  4. Her virtuoso skills in painting were apparent in her latest exhibit. (Resim yapmadaki virtüöz yetenekleri son sergisinde belirgin hale geldi.)
  5. The dancer’s virtuosic moves left the audience in awe. (Dansçının virtüöz hareketleri izleyicileri hayrete düşürdü.)
  6. As a virtuoso of the kitchen, she cooked a meal that tasted like heaven. (Mutfakta bir virtüöz olarak, cennetten gelen bir lezzette yemek pişirdi.)
  7. The gymnast’s virtuoso performance on the balance beam was flawless. (Jimnastikçinin denge direğindeki virtüöz performansı kusursuzdu.)
  8. He is a virtuoso of improvisation, he can make up a story on the spot. (O, doğaçlama sanatının bir virtüözüdür, anında hikaye uydurabilir.)
  9. The virtuosic solos by the saxophonist were the highlight of the concert. (Saksofoncu tarafından yapılan virtüöz sololar konserin en önemli bölümleriydi.)
  10. Her virtuosity with the needle and thread was evident in the intricate embroidery. (İğne ve iplikle virtüöz yeteneği karmaşık işlemelerde belirgin hale geldi.)
  11. The pianist’s virtuosic performance of Mozart’s Sonata was a masterpiece. (Piyano sanatçısının Mozart’ın Sonatı’nın virtüöz performansı bir başyapıttı.)
  12. He is a virtuoso of the computer, he can code any program effortlessly. (O, bilgisayarın bir virtüözüdür, herhangi bir programı zahmetsizce kodlayabilir.)
  13. The guitarist’s virtuosity was on full display during his solo. (Gitaristin virtüözluğu solo sırasında tamamen görülebilirdi.)
  14. She is a virtuoso of negotiation, she always gets what she wants. (Pazarlık sanatının bir virtüözüdür, her zaman istediğini elde eder.)
  15. The virtuosic performance of the circus acrobat

left the audience spellbound. (Sirk akrobatisinin virtüöz performansı izleyicileri büyüledi.)
16. He is a virtuoso of the pen, his writing is unparalleled. (O, kalemin bir virtüözüdür, yazıları eşsizdir.)

  1. The singer’s virtuoso vocals were mesmerizing. (Şarkıcının virtüöz vokalleri büyüleyiciydi.)
  2. The footballer’s virtuosic skills on the field made him a star. (Futbolcunun sahadaki virtüöz becerileri onu bir yıldız yaptı.)
  3. She is a virtuoso of multitasking, she can handle multiple tasks at once. (Çoklu görevlerde bir virtüözdür, birçok görevi aynı anda yönetebilir.)
  4. The conductor’s virtuosic interpretation of Beethoven’s Symphony No. 9 was unforgettable. (Orkestra şefinin Beethoven’ın 9. Senfonisi’nin virtüöz yorumu unutulmazdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.