Virtuoso İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Virtuoso Nedir?
Virtuoso, bir sanatçının özellikle müzik alanında olağanüstü yeteneklerine sahip olmasını ifade eden bir sıfat olarak kullanılır.
Örnek Cümleler:
- The pianist’s virtuoso performance brought the audience to their feet. (Piyano sanatçısının virtüöz performansı izleyicileri ayakta alkışlattı.)
- He is a virtuoso of the guitar, he can play any song perfectly. (O, gitarın bir virtüözüdür, herhangi bir şarkıyı mükemmel şekilde çalabilir.)
- The violinist’s virtuosity was breathtaking, he made the instrument sing like never before. (Keman sanatçısının virtüözluğu nefes kesiciydi, en önce hiç olmadığı kadar çalgıyı şarkı söyler gibi çıkardı.)
- Her virtuoso skills in painting were apparent in her latest exhibit. (Resim yapmadaki virtüöz yetenekleri son sergisinde belirgin hale geldi.)
- The dancer’s virtuosic moves left the audience in awe. (Dansçının virtüöz hareketleri izleyicileri hayrete düşürdü.)
- As a virtuoso of the kitchen, she cooked a meal that tasted like heaven. (Mutfakta bir virtüöz olarak, cennetten gelen bir lezzette yemek pişirdi.)
- The gymnast’s virtuoso performance on the balance beam was flawless. (Jimnastikçinin denge direğindeki virtüöz performansı kusursuzdu.)
- He is a virtuoso of improvisation, he can make up a story on the spot. (O, doğaçlama sanatının bir virtüözüdür, anında hikaye uydurabilir.)
- The virtuosic solos by the saxophonist were the highlight of the concert. (Saksofoncu tarafından yapılan virtüöz sololar konserin en önemli bölümleriydi.)
- Her virtuosity with the needle and thread was evident in the intricate embroidery. (İğne ve iplikle virtüöz yeteneği karmaşık işlemelerde belirgin hale geldi.)
- The pianist’s virtuosic performance of Mozart’s Sonata was a masterpiece. (Piyano sanatçısının Mozart’ın Sonatı’nın virtüöz performansı bir başyapıttı.)
- He is a virtuoso of the computer, he can code any program effortlessly. (O, bilgisayarın bir virtüözüdür, herhangi bir programı zahmetsizce kodlayabilir.)
- The guitarist’s virtuosity was on full display during his solo. (Gitaristin virtüözluğu solo sırasında tamamen görülebilirdi.)
- She is a virtuoso of negotiation, she always gets what she wants. (Pazarlık sanatının bir virtüözüdür, her zaman istediğini elde eder.)
- The virtuosic performance of the circus acrobat
left the audience spellbound. (Sirk akrobatisinin virtüöz performansı izleyicileri büyüledi.)
16. He is a virtuoso of the pen, his writing is unparalleled. (O, kalemin bir virtüözüdür, yazıları eşsizdir.)
- The singer’s virtuoso vocals were mesmerizing. (Şarkıcının virtüöz vokalleri büyüleyiciydi.)
- The footballer’s virtuosic skills on the field made him a star. (Futbolcunun sahadaki virtüöz becerileri onu bir yıldız yaptı.)
- She is a virtuoso of multitasking, she can handle multiple tasks at once. (Çoklu görevlerde bir virtüözdür, birçok görevi aynı anda yönetebilir.)
- The conductor’s virtuosic interpretation of Beethoven’s Symphony No. 9 was unforgettable. (Orkestra şefinin Beethoven’ın 9. Senfonisi’nin virtüöz yorumu unutulmazdı.)
Hemen Yorum Yaz