Violent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Violent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Violent İle İlgili Cümleler

Violent, şiddetli, zorlu, sert anlamlarına gelen bir İngilizce kelimedir. İşte violent kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. He was arrested for violent behavior towards his wife. (Eşiye karşı şiddetli davranışları nedeniyle tutuklandı.)

  2. The storm was violent, with strong winds and heavy rain. (Fırtına şiddetliydi, güçlü rüzgarlar ve yoğun yağmur vardı.)

  3. The movie was criticized for its violent scenes. (Film, şiddet sahneleri nedeniyle eleştirildi.)

  4. The violent clash between the two groups resulted in several injuries. (İki grup arasındaki şiddetli çatışma birkaç yaralanmaya neden oldu.)

  5. She was afraid of her violent ex-boyfriend. (Eski sevgilisinden şiddet gördüğü için korkuyordu.)

  6. The protesters were met with violent resistance from the police. (Protestocular polisin şiddetli direnişiyle karşılaştı.)

  7. The book contains graphic descriptions of violent crimes. (Kitap, şiddet içeren suçların ayrıntılı betimlemelerini içeriyor.)

  8. The teacher was shocked by the violent language used by the students. (Öğretmen öğrencilerin kullandığı şiddet dolu dil karşısında şok oldu.)

  9. The violent outburst from the customer caused a scene in the store. (Müşterinin şiddetli patlaması, mağazada bir sahneye neden oldu.)

  10. The government condemned the violent attack on the embassy. (Hükümet, elçiliğe yapılan şiddetli saldırıyı kınadı.)

  11. The boxer was known for his violent punches. (Boksör şiddetli yumruklarıyla tanınıyordu.)

  12. The victim of the violent assault was left with serious injuries. (Şiddetli saldırının kurbanı ciddi yaralanmalarla kaldı.)

  13. The violent video game was banned in several countries. (Şiddet içeren video oyunu birçok ülkede yasaklandı.)

  14. The prisoner had a history of violent behavior in prison. (Hapishanede şiddetli davranışlar sergileme geçmişi olan mahkum.)

  15. The violent protest turned into a riot. (Şiddetli protesto, ayaklanmaya dönüştü.)

  16. The detective was assigned to investigate a violent crime. (Dedektif, şiddet içeren bir suçu araştırmakla görevlendirildi.)

  17. The victim’s family was devastated by the violent attack. (Kurbanın ailesi şiddetli saldırıdan büyük üzüntü duydu.)

  18. The man had a violent temper and often got into fights. (Adamın şiddetli bir öfkesi vardı ve sık sık kavgalara karışırdı.)

  19. The film received an

Oscar despite its violent content. (Film, şiddet içeriğine rağmen Oscar ödülü aldı.)

  1. The police used violent force to break up the protest. (Polis, protestoyu dağıtmak için şiddetli güç kullandı.)

Türkçe Karşılıkları:

  • şiddetli
  • zorlu
  • sert
  • eleştirilmek
  • çatışma
  • korkmak
  • direniş
  • suç
  • dil
  • patlama
  • saldırı
  • yumruk
  • yaralanma
  • yasaklanmak
  • hapishane
  • ayaklanma
  • suç
  • öfke
  • ödül
  • güç

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.