Violence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Violence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Violence

Violence Türkçe anlamıyla şiddet veya şiddet içeren davranışlardır. Bu kelime, fiziksel, sözlü veya psikolojik şiddeti ifade edebilir.

Aşağıda, “violence” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulunmaktadır:

1. Violence is never the answer to any problem. (Şiddet herhangi bir problem için asla çözüm değildir.)
2. The movie is rated R because of violence and language. (Film, şiddet ve dil nedeniyle R olarak derecelendirildi.)
3. Domestic violence is a serious problem that affects many families. (Aile içi şiddet, birçok aileyi etkileyen ciddi bir sorundur.)
4. The protesters resorted to violence after the police refused to listen to their demands. (Polis taleplerini dinlemeyi reddettikten sonra, protestocular şiddete başvurdu.)
5. The violence in the video game was too graphic for some players. (Video oyunundaki şiddet bazı oyuncular için çok gerçekçiydi.)
6. The violence in the city has increased dramatically in recent years. (Kentteki şiddet son yıllarda dramatik bir şekilde arttı.)
7. The victims of violence often suffer from physical and emotional scars. (Şiddet kurbanları genellikle fiziksel ve duygusal yaralarla mücadele ederler.)
8. The police are trained to handle situations that involve violence. (Polis, şiddet içeren durumlarla başa çıkmak için eğitilir.)
9. The government has implemented new laws to prevent violence against women. (Hükümet, kadınlara karşı şiddeti önlemek için yeni yasalar uyguladı.)
10. The violence in the city has led to an increase in crime rates. (Kentteki şiddet, suç oranlarında bir artışa neden oldu.)
11. The school has a zero-tolerance policy for violence. (Okul, şiddete karşı sıfır tolerans politikası uygular.)
12. The actor was criticized for promoting violence in his latest movie. (Aktör, son filminde şiddeti teşvik ettiği için eleştirildi.)
13. The community is coming together to put an end to the violence in their neighborhood. (Topluluk, mahallelerindeki şiddete son vermek için bir araya geliyor.)
14. The victims of violence to solve conflicts is never justified. (Çatışmaları çözmek için şiddet kullanmak asla haklı gösterilemez.)
    16. The politician’s comments sparked violence among supporters of the opposing party. (Politikacının yorumları, karşı partinin destekçileri arasında şiddete neden oldu.)
    17. The organization works to promote peace and prevent violence in communities around the world. (Organizasyon, dünya çapında topluluklarda barışı teşvik etmek ve şiddeti önlemek için çalışır.)
    18. Children who witness violence at home are at risk of developing mental health problems. (Evde şiddet gören çocuklar, zihinsel sağlık sorunları geliştirme riski altındadırlar.)
    19. The police used violence to subdue the suspect, but it was later determined to be excessive. (Polis, şüpheliyi bastırmak için şiddet kullandı, ancak daha sonra aşırı olduğu belirlendi.)
    20. The community is working together to address the root causes of violence in their area. (Topluluk, bölgedeki şiddetin kök nedenlerini ele almak için birlikte çalışıyor.)

    Şiddet, hayatımızın birçok yönünde karşımıza çıkabilir ve bu örneklerde de gösterildiği gibi, her zaman olumsuz sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle, şiddeti önlemek ve topluluklarda barışı teşvik etmek önemlidir.