Vindicate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vindicate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vindicate (İngilizce Kelimenin Türkçe Anlamı: Haklı çıkarmak)

  • She was finally vindicated when the truth came out. (Gerçekler ortaya çıktığında, sonunda haklı çıktı.)
  • The new evidence completely vindicates him. (Yeni kanıtlar onu tamamen haklı çıkarıyor.)
  • He was eventually vindicated by the court. (Sonunda mahkeme tarafından haklı çıkarıldı.)
  • The investigation vindicated her claims. (Araştırma onun iddialarını doğruladı.)
  • The test results vindicated our theory. (Test sonuçları teorimizi doğruladı.)
  • The apology from the company vindicated the customer’s complaint. (Şirketten gelen özür müşterinin şikayetini haklı çıkardı.)
  • The outcome of the trial vindicated his actions. (Davanın sonucu onun eylemlerini haklı çıkardı.)
  • His hard work finally vindicated him when he got the promotion. (Yükselmeyi aldığında, sonunda çalışkanlığı kendisini haklı çıkardı.)
  • The results of the investigation vindicated his innocence. (Araştırmanın sonuçları onun masumiyetini kanıtladı.)
  • The expert’s report vindicated our decision. (Uzman raporu kararımızı haklı çıkardı.)
  • The success of the project vindicated their efforts. (Projenin başarısı onların çabalarını haklı çıkardı.)
  • The evidence vindicated her suspicions. (Kanıtlar onun şüphelerini doğruladı.)
  • The vote vindicated the leader’s position. (Oylama liderin pozisyonunu haklı çıkardı.)
  • The facts vindicated his beliefs. (Gerçekler onun inançlarını haklı çıkardı.)
  • The decision of the court vindicated the victim. (Mahkemenin kararı mağduru haklı çıkardı.)
  • The successful outcome of the project vindicated our approach. (Projenin başarılı sonucu yaklaşımımızı haklı çıkardı.)
  • The experiment vindicated the hypothesis. (Deney hipotezi doğruladı.)
  • The investigation vindicated his reputation. (Araştırma onun ününü haklı çıkardı.)
  • The review of the evidence vindicated his testimony. (Kanıtların gözden geçirilmesi ifadesini haklı çıkardı.)
  • The court’s verdict vindicated the defendant. (Mahkemenin kararı sanığı haklı çıkardı.)
  • The analysis vindicated her decision to invest in the stock market. (Analiz, borsaya yatırım yapma kararını haklı çıkardı.)
  • The audit vindicated the company’s financial records. (Denetim, şirketin mali kayıtlarını haklı çıkardı.)
  • The success of the product launch vindicated the marketing team’s strategy. (Ürün lansmanının başarısı, pazarlama ekibinin stratejisini haklı çıkardı.)
  • The investigation finally vindicated the whistleblower’s claims. (Araştırma sonunda ihbarcının iddialarını haklı çıkardı.)
  • The overwhelming evidence vindicated the prosecutor’s case. (Ezici kanıtlar savcının davasını haklı çıkardı.)
  • The customer satisfaction survey vindicated the company’s commitment to quality. (Müşteri memnuniyeti anketi, şirketin kaliteye olan bağlılığını haklı çıkardı.)
  • The success of the social media campaign vindicated the digital marketing team’s approach. (Sosyal medya kampanyasının başarısı dijital pazarlama ekibinin yaklaşımını haklı çıkardı.)
  • The investigation vindicated the journalist’s reporting. (Araştırma, gazetecinin haberciliğini haklı çıkardı.)
  • The new data vindicated the scientist’s hypothesis. (Yeni veriler, bilim adamının hipotezini haklı çıkardı.)
  • The success of the business venture vindicated the entrepreneur’s risk-taking. (İş girişiminin başarısı, girişimcinin risk almasını haklı çıkardı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.