Vindication İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vindication İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vindication Nedir?

Vindication, Türkçe’de “savunma, doğrulama, haklı çıkarma” gibi anlamlara gelir. Bir kişi ya da fikrin doğruluğunun kanıtlanması veya haklılığının ortaya konulmasıdır.

Örnek Cümleler:

  1. The court’s decision was a vindication of my innocence. (Mahkemenin kararı, masumiyetimin doğrulanması anlamına geldi.)
  2. She felt a sense of vindication after finally being promoted to manager. (Sonunda yönetici olarak terfi ettikten sonra bir tür haklı çıkarma hissi duydu.)
  3. The evidence presented in the trial provided vindication for the prosecution’s case. (Davada sunulan kanıtlar, savcılık tezinin doğruluğunu kanıtladı.)
  4. His success in the business world was a vindication of his hard work and dedication. (İş dünyasındaki başarısı, çalışkanlığı ve özverisi için bir doğrulama oldu.)
  5. The release of the report was a vindication for the investigative team who had worked tirelessly on it. (Raporun yayınlanması, titizlikle çalışan soruşturma ekibi için bir haklı çıkarma oldu.)
  6. The athlete’s victory was a vindication of all the training and preparation she had done. (Sporcu’nun zaferi, yaptığı tüm antrenman ve hazırlıkların bir doğrulamasıydı.)
  7. Finally receiving the award was a vindication of his talent and hard work. (Nihayet ödülü almak, yeteneği ve çalışkanlığı için bir doğrulamaydı.)
  8. The public’s support for the campaign was a vindication of our cause. (Kampanyaya halkın desteği, amacımızı doğruladı.)
  9. The decision to invest in the company proved to be a vindication of his business acumen. (Şirkete yatırım yapma kararı, iş anlayışının doğruluğunu kanıtladı.)
  10. The success of the movie was a vindication of the director’s vision. (Film’in başarısı, yönetmenin vizyonunu doğruladı.)
  11. Winning the case was a vindication of his reputation as a skilled lawyer. (Davanın kazanılması, başarılı bir avukat olarak ününü doğruladı.)
  12. The positive feedback from customers was a vindication of the company’s commitment to quality. (Müşterilerden gelen olumlu geri bildirimler, şirketin kaliteye olan bağlılığının bir doğrulamasıydı.)
  13. The discovery of the missing evidence was a vindication of the detective’s intuition. (Kayıp kanıtın bulunması, dedektifin sezgilerini doğruladı.)
  14. The new policy was a vindication of the company’s commitment to sustainability. (Yeni politika, şirketin sürdürülebilirliğe olan bağlılığını doğruladı.)
  15. The success of the fundraiser was a vindication of the community’s generosity. (Bağış to
  1. The completion of the project ahead of schedule was a vindication of the team’s efficiency. (Projenin önceden tamamlanması, takımın verimliliğini doğruladı.)
  2. The scientist’s discovery was a vindication of years of research and experimentation. (Bilim adamının keşfi, yıllarca süren araştırma ve deneylerin bir doğrulamasıydı.)
  3. The publication of the book was a vindication of the author’s dedication to his craft. (Kitabın yayınlanması, yazarın mesleğine olan bağlılığının bir doğrulamasıydı.)
  4. The successful negotiation was a vindication of his skills as a diplomat. (Başarılı müzakere, bir diplomat olarak becerilerinin bir doğrulamasıydı.)
  5. The student’s high grades were a vindication of her hard work and dedication to her studies. (Öğrencinin yüksek notları, çalışkanlığı ve eğitimine olan özverisinin bir doğrulamasıydı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.