Vigilance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vigilance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vigilance Nedir?


Vigilance, dikkatli ve uyanık olma durumunu ifade eder. Kişinin, çevresinde olup bitenlere sürekli olarak dikkat etmesi ve herhangi bir tehdit ya da tehlike durumunda hazır olması anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. We need to maintain constant vigilance to ensure the safety of our citizens. (Vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için sürekli olarak uyanık olmamız gerekiyor.)
  2. The soldiers kept vigilance all night to protect their camp from any potential threats. (Askerler, kampını herhangi bir potansiyel tehditten korumak için bütün gece uyanık kaldılar.)
  3. The airline crew’s vigilance prevented a potential disaster. (Hava yolu mürettebatının uyanıklığı, potansiyel bir felaketi önledi.)
  4. The security guards’ vigilance caught the thief in the act. (Güvenlik görevlilerinin uyanıklığı, hırsızı suçüstü yakaladı.)
  5. We must maintain our vigilance even in times of peace. (Barış zamanlarında bile uyanıklığımızı korumalıyız.)
  6. The firefighters’ vigilance saved many lives during the fire. (İtfaiyecilerin uyanıklığı, yangın sırasında birçok kişinin hayatını kurtardı.)
  7. The border patrol’s vigilance prevented illegal immigration. (Sınır devriyelerinin uyanıklığı, yasadışı göçü önledi.)
  8. The teacher’s vigilance ensured that the students stayed focused during the exam. (Öğretmenin uyanıklığı, öğrencilerin sınavda odaklanmalarını sağladı.)
  9. The security camera’s vigilance captured the thief’s every move. (Güvenlik kamerasının uyanıklığı, hırsızın her hareketini kaydetti.)
  10. The company’s vigilance prevented a potential cyber attack. (Şirketin uyanıklığı, potansiyel bir siber saldırıyı önledi.)
  11. The police officer’s vigilance caught the speeding driver. (Polis memurunun uyanıklığı, hız yapan sürücüyü yakaladı.)
  12. The athlete’s vigilance prevented any injuries during the game. (Sporcu, oyun sırasında herhangi bir yaralanmayı önledi.)
  13. The lifeguard’s vigilance saved a drowning swimmer. (Cankurtaranın uyanıklığı, boğulmak üzere olan bir yüzücüyü kurtardı.)
  14. The bank’s vigilance prevented a potential robbery. (Bankanın uyanıklığı, potansiyel bir soygunu önledi.)
  15. The parents’ vigilance ensured the safety of their children at the playground. (Ebeveynlerin uyanıklığı, çocuklarının oyun parkında güvende olmasını sağladı.)
  16. The doctor’s vigilance caught the early signs of a serious illness. (Doktorun uyanıklığı, ciddi bir hastalığ
  1. The pilot’s vigilance prevented a potential collision with another aircraft. (Pilotun uyanıklığı, başka bir uçakla potansiyel bir çarpışmayı önledi.)
  2. The security system’s vigilance detected an intruder trying to break in. (Güvenlik sisteminin uyanıklığı, içeri girmeye çalışan bir hırsızı tespit etti.)
  3. The driver’s vigilance prevented an accident when another car suddenly pulled out in front of them. (Sürücünün uyanıklığı, başka bir araç aniden önlerine çıktığında bir kaza önledi.)
  4. The hiker’s vigilance kept them safe from wild animals in the forest. (Yürüyüşçünün uyanıklığı, ormandaki yabani hayvanlardan kendini korudu.)

(Türkçe çeviriler kalın ve kırmızı renkli yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.