Vigil İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vigil İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vigil Nedir?


Vigil, bir olayın veya durumun izlenmesi veya beklenmesi anlamına gelen bir İngilizce kelime. Özellikle tehlikeli durumların önlenmesi veya güvenliğin sağlanması amacıyla yapılan bekleyişlerde kullanılır.

Örnek Cümleler:


1.

We kept a vigil outside the hospital all night.

(Tüm gece hastane önünde nöbet tuttuk.)

2.

The police maintained a constant vigil at the airport.

(Polis havaalanında sürekli gözlemde kaldı.)

3.

The soldiers were on vigil throughout the night.

(Askerler tüm gece boyunca nöbet tuttular.)

4.

The security guard kept a vigil on the premises.

(Güvenlik görevlisi tesislerde gözlemde kaldı.)

5.

The villagers kept a vigil to ward off any wild animal attacks.

(Köylüler herhangi bir vahşi hayvan saldırısını önlemek için nöbet tuttular.)

6.

The family kept a vigil by their sick child’s bedside.

(Aile hasta çocuklarının yanında nöbet tuttular.)

7.

The firefighters kept a vigil to prevent the fire from spreading.

(İtfaiyeciler yangının yayılmasını önlemek için gözlemde kaldılar.)

8.

The coast guard maintained a vigil on the beach.

(Sahil güvenlik sahilde gözlemde kaldı.)

9.

The police kept a vigil to prevent any possible crime.

(Polis herhangi bir olası suçu önlemek için nöbet tuttular.)

10.

The residents kept a vigil to protect their neighborhood from burglaries.

(Sakinler mahallelerini hırsızlıklardan korumak için nöbet tuttular.)

11.

The farmers kept a vigil to protect their crops from wild animals.

(Çiftçiler tarlalarını vahşi hayvanlardan korumak için nöbet tuttular.)

12.

The border patrol kept a vigil to prevent illegal border crossings.

(Sınır devriyesi yasa dışı sınır geçişlerini önlemek için nöbet tutt

13.

The watchman kept a vigilant eye on the factory premises.

(Nöbetçi fabrika alanında gözü açık kaldı.)

14.

The activists kept a vigil to raise awareness about social issues.

(Aktivistler sosyal konularda farkındalık yaratmak için nöbet tuttular.)

15.

The coastguard kept a vigil to ensure safe sea navigation.

(Sahil güvenlik güvenli deniz seyri için nöbet tuttu.)

16.

The park rangers kept a vigilant eye on the wildlife.

(Park bekçileri vahşi yaşam üzerinde gözü açık kaldılar.)

17.

The school had a vigil for the victims of the recent tragedy.

(Okul son zamanlarda yaşanan trajedi kurbanları için nöbet tuttu.)

18.

The soldiers kept a vigil in the war zone.

(Askerler savaş bölgesinde nöbet tuttular.)

19.

The government kept a vigilant eye on the pandemic situation.

(Hükümet pandemi durumuna gözü açık kaldı.)

20.

The volunteers kept a vigil to provide help during the natural disaster.

(Gönüllüler doğal afet sırasında yardım sağlamak için nöbet tuttular.)

(Hatırlatma: örnek cümlelerin İngilizcesi mavi ve kalın, Türkçesi normal yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.