View İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

View İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

View İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Görünüm, manzara, bakış açısı

  1. The view from the top of the mountain was breathtaking. (Dağın tepesinden görünen manzara nefes kesiciydi.)
  2. She had a different view on the matter. (O, konuya farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyordu.)
  3. The hotel room had a beautiful view of the ocean. (Otel odasının okyanusa bakan güzel bir manzarası vardı.)
  4. He tried to change his view on life after the accident. (Kazadan sonra hayata bakış açısını değiştirmeye çalıştı.)
  5. The art museum had a great view of modern art. (Sanat müzesinde modern sanatın harika bir görünümü vardı.)
  6. The camera captured a panoramic view of the city. (Kamera şehrin panoramik görünümünü yakaladı.)
  7. The journalist had a different view on the political situation. (Gazeteci siyasi duruma farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyordu.)
  8. The terrace provided a stunning view of the sunset. (Teras, günbatımının muhteşem bir manzarasını sunuyordu.)
  9. The movie gave an interesting view on the future. (Film geleceğe ilginç bir bakış açısı sundu.)
  10. The painting had a unique view of nature. (Tablo, doğaya farklı bir bakış açısı sunuyordu.)
  11. The drone gave an aerial view of the landscape. (Drone manzaranın havadan görüntüsünü verdi.)
  12. The documentary showed a different view on history. (Belgesel tarihe farklı bir bakış açısı sundu.)
  13. The balcony had a nice view of the street. (Balkonun sokak manzarası güzeldi.)
  14. The novel provided a unique view on society. (Roman topluma farklı bir bakış açısı sunuyordu.)
  15. The telescope offered a close-up view of the moon. (Teleskop, ayın yakın görünümünü sundu.)
  16. The viewpoint was a popular spot for tourists. (Görüş noktası turistler için popüler bir noktaydı.)
  17. The exhibit had an interactive view of science. (Sergi, bilime etkileşimli bir bakış açısı sunuyordu.)
  18. The politician had a controversial view on immigration. (Politikacının göçmenlik konusunda tartışmalı bir bakış açısı vardı.)
  19. The virtual reality headset provided an immersive view of a different world. (Sanal gerçeklik başlığı, farklı bir dünyanın içine dalmış gibi bir görünüm sağladı.)
  20. The restaurant had a romantic view of the city lights. (Restoranın şehir ışıklarına romantik bir bakış açısı vardı.)

View İle İlgili Cümleler Devamı

  1. The hike offered a stunning view of the valley. (Yürüyüş, vadinin muhteşem bir manzarasını sundu.)
  2. The architect had a unique view on designing buildings. (Mimar, binaları tasarlama konusunda farklı bir bakış açısına sahipti.)
  3. The binoculars provided a clear view of the birds in the trees. (Dürbünler, ağaçlardaki kuşların net bir görünümünü sağladı.)
  4. The exhibit showcased a different view on fashion. (Sergi, modaya farklı bir bakış açısı sundu.)
  5. The apartment had a stunning view of the city skyline. (Daire, şehir siluetinin muhteşem bir manzarasına sahipti.)
  6. The essay presented a critical view on climate change. (Deneme, iklim değişikliği konusunda eleştirel bir bakış açısı sundu.)
  7. The telescope provided a magnified view of the stars. (Teleskop, yıldızların büyütülmüş bir görünümünü sağladı.)
  8. The artist had a unique view on abstract art. (Sanatçının soyut sanata farklı bir bakış açısı vardı.)
  9. The park had a beautiful view of the lake. (Parkın göl manzarası güzeldi.)
  10. The journalist had an unbiased view on the news. (Gazeteci haberlere tarafsız bir bakış açısıyla yaklaşıyordu.)
  11. The window provided a clear view of the garden. (Pencere, bahçenin net bir görünümünü sağladı.)
  12. The speaker presented an inspiring view on leadership. (Konuşmacı liderlik konusunda ilham verici bir bakış açısı sundu.)
  13. The drone gave a bird’s-eye view of the city. (Drone şehrin kuşbakışı görünümünü verdi.)
  14. The museum had a unique view on the history of the region. (Müze, bölgenin tarihine farklı bir bakış açısı sunuyordu.)
  15. The binoculars provided a close-up view of the wildlife. (Dürbünler, yaban hayatının yakın bir görünümünü sağladı.)
  16. The poet had a different view on love. (Şair, aşka farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyordu.)
  17. The window seat had a great view of the runway. (Pencere koltuğu, pistin harika bir görünümüne sahipti.)
  18. The debate had two opposing views on the issue. (Tartışma konuda iki karşıt bakış açısına sahipti.)
  19. The artist had a unique view on portrait painting. (Sanatçının portre resimlerine farklı bir bakış açısı vardı.)
  20. The boat ride had a beautiful view of the coastline. (Tekne gezisi, kıyı şeridinin güzel bir manzarasına sahipti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.