Victual İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Victual İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Victual Nedir?

Victual, yiyecek ve içecek anlamına gelen bir İngilizce kelime. Türkçede “gıda, yiyecek” gibi anlamlara gelmektedir.

Örnek Cümleler:

  1. I need to buy some victuals for the party tonight. (Bu geceki parti için bazı gıdalar almam gerekiyor.)
  2. The ship was stocked with enough victuals to last the crew for months. (Gemi, mürettebatın aylarca dayanabileceği kadar gıda stokları ile doluydu.)
  3. The soldiers were given fresh victuals before heading out on their mission. (Askerler, görevlerine çıkmadan önce taze yiyecekler verildi.)
  4. The supermarket has a wide variety of victuals to choose from. (Süpermarkette seçim yapabileceğiniz geniş bir gıda çeşidi var.)
  5. We need to make sure we have enough victuals to feed all the guests. (Tüm konukları beslemek için yeterli gıdamız olduğundan emin olmalıyız.)
  6. The restaurant served delicious victuals from around the world. (Restoran, dünya genelinden lezzetli yiyecekler servis etti.)
  7. The hikers packed plenty of victuals for their trip through the mountains. (Yürüyüşçüler, dağlar boyunca yolculukları için bol miktarda yiyecek paketlediler.)
  8. We went to the market to buy fresh victuals for dinner. (Akşam yemeği için taze gıdalar almak için pazara gittik.)
  9. The chef prepared a feast of victuals for the royal banquet. (Şef, kraliyet ziyafeti için bir gıda şöleni hazırladı.)
  10. The pantry was filled with victuals that could last for weeks. (Pantry, haftalarca sürebilecek yiyeceklerle doluydu.)
  11. The hostess offered a variety of victuals to her guests at the party. (Ev sahibesi, partide konuklarına çeşitli yiyecekler sunmuştur.)
  12. The castle’s kitchen was always stocked with victuals to feed the royal family. (Kale mutfağı, kraliyet ailesini beslemek için her zaman yiyeceklerle doluydu.)
  13. The army was running low on victuals and had to ration their food. (Ordu, yiyeceklerinin azaldığı için gıdalarını kısıtlamak zorunda kaldı.)
  14. The hunters caught enough game to provide victuals for their families. (Avcılar, ailelerine yiyecek sağlamak için yeterli miktarda av yakaladılar.)
  15. The grocery store offered a wide selection of victuals, including organic and gluten-free options. (Bakkal, organik ve glutensiz seçenekler de dahil olmak üzere geniş bir gıda seçeneği sundu.)
  16. The restaurant’s menu featured exotic victuals from different countries. (Restoranın menüsünde farklı ülkelerden eg

zotik gıdalar yer almaktadır.)
17. The survival kit included various victuals to help the hiker survive in the wilderness. (Hayatta kalma kiti, yürüyüşçünün vahşi doğada hayatta kalmaya yardımcı olacak çeşitli yiyecekler içeriyordu.)

  1. The caterer provided a range of victuals to suit different dietary needs. (Yemek şirketi, farklı diyet ihtiyaçlarına uygun bir dizi yiyecek sağladı.)
  2. The chef used fresh and local victuals to create a delicious and sustainable menu. (Şef, lezzetli ve sürdürülebilir bir menü oluşturmak için taze ve yerel gıdalar kullandı.)
  3. The settlers had to learn how to hunt and gather victuals to survive in the new land. (Yerleşimciler, yeni topraklarda hayatta kalmak için avlanmayı ve yiyecek toplamayı öğrenmek zorunda kaldılar.)

(Türkçe karşılıklarını yazmak yerine, örnek cümlelerin İngilizce hallerini mavi ve kalın HTML etiketi ile yazdım.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.