Vicariously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vicariously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vicariously Nedir?


Vicariously, bir başkasının deneyimlerini yaşama veya onların yerine hissetme anlamına gelen bir İngilizce kelimedir.

Örnek Cümleler:


1. I live vicariously through my friend’s travel photos. (Arkadaşımın seyahat fotoğrafları aracılığıyla onların deneyimlerini yaşarım.)
2. She watched the concert vicariously through her daughter’s Snapchat stories. (Kızının Snapchat hikayeleri aracılığıyla konseri onun yerine izledi.)
3. Reading books allows me to live vicariously through the characters. (Kitap okumak, karakterlerin yerine hissetmemi sağlar.)
4. He experienced the thrill of skydiving vicariously by watching videos online. (Online videoları izleyerek paraşütle atlamak heyecanını hissetti.)
5. My grandmother lives vicariously through my accomplishments. (Büyükannem, başarılarımdan dolayı onların yerine hisseder.)
6. The retired athlete now coaches young players vicariously. (Emekli olan sporcu şimdi genç oyuncuları onların yerine hissetmek suretiyle koçluk yapar.)
7. She enjoys vicarious fame as the mother of a successful musician. (Başarılı bir müzisyenin annesi olarak dolaylı şöhretin tadını çıkarır.)
8. Through her volunteer work, she lives vicariously through the experiences of those she helps. (Gönüllü çalışması sayesinde, yardım ettiği insanların deneyimleri aracılığıyla onların yerine hisseder.)
9. I get to experience new cultures vicariously through my international friends. (Uluslararası arkadaşlarım sayesinde yeni kültürlerin deneyimini yaşarım.)
10. He lives vicariously through his son’s success on the football field. (Oğlunun futboldaki başarısı sayesinde onların yerine hisseder.)
11. She enjoys living vicariously through her friend’s love life. (Arkadaşının aşk hayatı aracılığıyla yaşamak ona keyif verir.)
12. Watching nature documentaries allows me to experience the beauty of the world vicariously. (Doğa belgeselleri izleyerek dünyanın güzelliğini onların yerine hissederim.)
13. She couldn’t attend the concert, so she experienced it vicariously through her sister’s detailed account. (Konsere katılamadığı için, kardeşinin detaylı anlatımıyla onların yerine deneyimledi.)
14. Through her writing, the author invites readers to live vicariously through her characters. (Yazarın yazısı sayesinde, okuyucular karakterlerinin yerine hissetmek suretiyle deneyim yaşarlar.)
15. I can only dream of traveling to exotic places, but I live vicariously through travel bloggers. (Egzotik yerlere seyahat etme hayalini kurabilirim, ancak seyahat bloggerları aracılığıyla onların yerine hissederim.)
16. He lives vicariously through the memories of his late grandfather’s adventures. (

  1. He lives vicariously through the memories of his late grandfather’s adventures. (Geçmişteki dedesinin maceraları sayesinde onların yerine hisseder.)
  2. She enjoys watching reality TV shows to live vicariously through the drama of others’ lives. (Başkalarının hayatındaki dramı onların yerine hissetmek için reality TV programlarını izlemekten hoşlanır.)
  3. The photographer captures images that allow viewers to live vicariously through the scenes. (Fotoğrafçı, sahneleri aracılığıyla izleyicilere onların yerine hissetme imkanı veren görüntüler yakalar.)
  4. He experiences the thrill of extreme sports vicariously by watching videos online. (Online videoları izleyerek ekstrem sporların heyecanını hisseder.)
  5. She lives vicariously through her best friend’s love story. (En yakın arkadaşının aşk hikayesi aracılığıyla onların yerine hisseder.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.