Unwittingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unwittingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unwittingly (Bilmeden, farkında olmadan)

Unwittingly, means without knowing or being aware of something.

  1. I unwittingly left my keys in the office yesterday.
    (Dün ofiste anahtarlarımı bilmeden bıraktım.)
  2. She unwittingly revealed the secret to the entire class.
    (O, bilmeden sırrı bütün sınıfa açıkladı.)
  3. The man unwittingly walked into the wrong restroom.
    (Adam bilmeden yanlış tuvalete girdi.)
  4. Unwittingly, he hurt her feelings with his comment.
    (Bilmeden yorumuyla onun duygularını incitti.)
  5. The child unwittingly broke the vase while playing.
    (Çocuk oynarken bilmeden vazoyu kırdı.)
  6. Unwittingly, she took the wrong train and ended up in a different city.
    (Bilmeden yanlış treni aldı ve başka bir şehre gitmek zorunda kaldı.)
  7. He unwittingly walked into a trap set by his enemies.
    (Düşmanları tarafından kurulan bir tuzak bilmeden içine girdi.)
  8. The company’s actions unwittingly caused harm to the environment.
    (Şirketin eylemleri bilmeden çevreye zarar verdi.)
  9. She unwittingly gave her personal information to a scammer.
    (O, bilmeden kişisel bilgilerini dolandırıcıya verdi.)
  10. He unwittingly stepped on a nail and hurt his foot.
    (Bilmeden bir çivinin üzerine basarak ayağına zarar verdi.)
  11. The driver unwittingly hit a pedestrian who was crossing the road.
    (Sürücü, bilmeden yolu geçen bir yaya çarptı.)
  12. She unwittingly drank from someone else’s glass and got sick.
    (O, bilmeden başkasının bardağından içti ve hastalandı.)
  13. The teacher unwittingly gave the wrong answer to a student’s question.
    (Öğretmen, öğrencinin sorusuna bilmeden yanlış cevap verdi.)
  14. He unwittingly broke the law by driving without a license.
    (Sürücü belgesiz araba kullanarak bilmeden kanunu çiğnedi.)
  15. The company unwittingly hired a convicted criminal.
    (Şirket, bilmeden hüküm giymiş bir suçluyu işe aldı.)
  16. She unwittingly left her phone at the restaurant and never saw it again.
    (O, bilmeden telefonunu restoranda unuttu ve bir daha göremedi.)
  17. The dog unwittingly knocked over a vase with its tail.
    (Köpek kuyruğuyla bilmeden vazoyu devirdi.)
  18. He unwittingly offended his friend by forgetting their birthday.
    (Arkadaşının doğum gününü unutarak bilmeden onu kırdı.)
  19. The politician unwittingly revealed classified information during a speech.
    (Politikacı, bilmeden bir konuşmada sınıflandırılmış bilgileri açığa vurdu
  1. She unwittingly walked into a dangerous neighborhood and was robbed.
    (O, bilmeden tehlikeli bir mahalleye girdi ve soyuldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.