Elect İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Elect İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Elect kelimesi Türkçe “elektrik” anlamına gelir. Elektrik, enerjinin bir türüdür ve elektronların hareketinden kaynaklanır.

  1. Electric cars are becoming more popular these days. (Elektrikli arabalar bugünlerde daha popüler hale geliyor.)
  2. She accidentally touched the electrified fence and got a shock. (Kazara elektrikli çitle temas etti ve şok oldu.)
  3. The city has experienced a major electrical blackout. (Şehir büyük bir elektrik kesintisi yaşadı.)
  4. I need to call an electrician to fix the wiring in my house. (Evimdeki elektrik tesisatını tamir etmek için bir elektrikçiye ihtiyacım var.)
  5. The power plant generates electricity for the entire city. (Güç santrali şehrin tamamı için elektrik üretir.)
  6. The company is developing a new electronic device. (Şirket yeni bir elektronik cihaz geliştiriyor.)
  7. The thunderstorm caused a lot of electrical damage to the house. (Fırtına evde büyük bir elektrik hasarına neden oldu.)
  8. The guitar was plugged into an electric amplifier. (Gitar elektrikli bir amplifikatöre takılmıştı.)
  9. The electromagnetic waves are used to transmit signals. (Elektromanyetik dalgalar sinyal iletmek için kullanılır.)
  10. The circuit was overloaded and caused an electrical fire. (Devre aşırı yüklendi ve bir elektrik yangınına neden oldu.)
  11. The factory uses a lot of electricity to power its machinery. (Fabrika, makinelerini çalıştırmak için çok fazla elektrik kullanır.)
  12. He studied electrical engineering in college. (Üniversitede elektrik mühendisliği okudu.)
  13. The power station was damaged during the electrical storm. (Elektrikli fırtına sırasında elektrik santrali hasar gördü.)
  14. The electronic device was programmed to perform a specific function. (Elektronik cihaz belirli bir işlevi yerine getirmek için programlandı.)
  15. The electric toothbrush is more efficient than a manual toothbrush. (Elektrikli diş fırçası manuel bir diş fırçasından daha etkilidir.)
  16. The power outage was caused by a problem with the

transformer that distributes electricity to the neighborhood. (Elektrik, mahalleye dağıtan transformatördeki bir sorundan dolayı kesintiye uğradı.)
17. He had to replace the electric motor in his car. (Arabasındaki elektrikli motoru değiştirmesi gerekti.)

  1. The electrifying performance by the band left the audience cheering for more. (Grubun elektrik veren performansı seyirciyi daha fazlası için tezahüratlarda bulunmaya yöneltti.)
  2. The electrical wires were exposed and posed a safety hazard. (Elektrik telleri açığa çıkmıştı ve güvenlik tehlikesi oluşturuyordu.)
  3. The scientists conducted experiments to study the electromagnetic spectrum. (Bilim insanları elektromanyetik spektrumu incelemek için deneyler yaptılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.