Unsound İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unsound İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unsound

Unsound kelimesi “sağlıksız, güvenilmez, dayanıksız” anlamlarına gelir. Aşağıda, İngilizce cümlelerde “unsound” kelimesinin kullanımı için 20 örnek cümle verilmiştir:

  1. The argument presented by the author was unsound. (İtiraz edenin sunumu sağlıksızdı.)
  2. The bridge was declared unsound and therefore unsafe to use. (K
  3. The investment strategy was deemed unsound by the financial advisor. (Finansal danışman, yatırım stratejisinin sağlıksız olduğunu düşündü.)
  4. The company’s decision to cut corners was unsound and ultimately led to their downfall. (Firma köşeleri kesme kararı vermesi sağlıksızdı ve sonunda çöküşlerine yol açtı.)
  5. The scientific theory proposed by the researcher was unsound and lacking in evidence. (Araştırmacının önerdiği bilimsel teori sağlıksızdı ve kanıtlarla desteklenmiyordu.)
  6. The judge declared the witness’s testimony to be unsound and unreliable. (Hakim, tanığın ifadesini sağlıksız ve güvenilmez olarak ilan etti.)
  7. The foundation of the building was found to be unsound, requiring extensive repairs. (Binanın temeli sağlıksız bulundu ve geniş kapsamlı tamirat gerektiriyordu.)
  8. The politician’s plan to cut funding for education was deemed unsound by educators and parents alike. (Politikacının eğitim için fonları kesme planı, eğitimciler ve ebeveynler tarafından sağlıksız bulundu.)
  9. The artist’s use of toxic materials in their work was unsound and put their health at risk. (Sanatçının eserlerinde toksik malzeme kullanımı sağlıksızdı ve sağlıklarını riske atıyordu.)
  10. The investment proposal put forward by the company was unsound and lacked a clear plan for success. (Firmanın önerdiği yatırım teklifi sağlıksızdı ve başarı için net bir plan eksikti.)
  11. The safety procedures in the factory were found to be unsound and in need of improvement. (Fabrikadaki güvenlik prosedürleri sağlıksız bulundu ve iyileştirilmesi gerekiyordu.)
  12. The lawyer’s defense strategy was deemed unsound by the judge and jury. (Avukatın savunma stratejisi,

jüri ve hakim tarafından sağlıksız bulundu.)
13. The airline’s decision to continue flying in dangerous weather conditions was deemed unsound by aviation experts. (Havacılık uzmanları, tehlikeli hava koşullarında uçuşa devam etme kararının sağlıksız olduğunu düşündü.)

  1. The proposed merger between the two companies was considered unsound by industry analysts. (İki şirket arasındaki önerilen birleşme, sektör analistleri tarafından sağlıksız olarak değerlendirildi.)
  2. The government’s decision to cut funding for healthcare was deemed unsound by healthcare professionals. (Hükümetin sağlık hizmetleri için fonları kesme kararı, sağlık profesyonelleri tarafından sağlıksız bulundu.)
  3. The historical accuracy of the book was deemed unsound by historians. (Kitabın tarihi doğruluğu, tarihçiler tarafından sağlıksız bulundu.)
  4. The environmental impact assessment of the proposed construction project was deemed unsound by environmental activists. (Önerilen inşaat projesinin çevresel etki değerlendirmesi, çevre aktivistleri tarafından sağlıksız bulundu.)
  5. The company’s marketing strategy was deemed unsound and ineffective. (Firmanın pazarlama stratejisi sağlıksız ve etkisiz olarak değerlendirildi.)
  6. The medical treatment proposed by the alternative medicine practitioner was deemed unsound by mainstream medical professionals. (Alt tıp uygulayıcısının önerdiği tıbbi tedavi, ana akım tıp profesyonelleri tarafından sağlıksız bulundu.)
  7. The financial projections presented by the company were deemed unsound by investors and analysts. (Firmanın sunduğu finansal projeksiyonlar, yatırımcılar ve analistler tarafından sağlıksız bulundu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.