Unintended İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unintended İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unintended Nedir?

Unintended, “istenmeyen” veya “amaçsız” anlamlarına gelir. Bir şeyin istenmeyen sonuçları, yan etkileri veya beklenmedik sonuçları olabilir.

Örnek cümleler:

1. The medicine had unintended side effects. (İlaç istenmeyen yan etkilere sebep oldu.)
2. She made an unintended mistake. (O, istenmeyen bir hata yaptı.)
3. The unintended consequences of his actions were severe. (Onun eylemlerinin istenmeyen sonuçları ciddi oldu.)
4. The unintended consequences of climate change are far-reaching. (İklim değişikliğinin istenmeyen sonuçları yaygın etkilere sahiptir.)
5. His comment had unintended implications. (Yorumu istenmeyen sonuçlara yol açtı.)
6. The new policy had unintended consequences on the economy. (Yeni politikanın ekonomi üzerinde istenmeyen etkileri oldu.)
7. The unintended consequences of technology can be devastating. (Teknolojinin istenmeyen sonuçları yıkıcı olabilir.)
8. Her joke had unintended consequences. (Şakası istenmeyen sonuçlara sebep oldu.)
9. The unintended consequences of the war were catastrophic. (Savaşın istenmeyen sonuçları felaket oldu.)
10. The unintended effects of the chemicals were harmful. (Kimyasalların istenmeyen etkileri zararlıydı.)
11. The unintended consequences of the decision were unexpected. (Kararın istenmeyen sonuçları beklenmedikti.)
12. The unintended consequences of the experiment were alarming. (Deneyin istenmeyen sonuçları korkutucuydu.)
13. The unintended consequences of social media can be dangerous. (Sosyal medyanın istenmeyen sonuçları tehlikeli olabilir.)
14. The unintended consequences of the law were controversial. (Yasanın istenmeyen sonuçları tartışmalıydı.)
15. The unintended consequences of the project were unfortunate. (Projenin istenmeyen sonuçları talihsizdi.)
16. The unintended consequences of the pandemic were disastrous. (Salgının istenmeyen sonuçları felaket oldu.)
17. The unintended effects of the new technology were not fully understood. (Yeni teknolojinin istenmeyen etkileri tam olarak anlaşılamadı.)
18. The unintended consequences of the decision were regrettable. (Kararın istenmeyen sonuçları üzücüydü.)
19. The unintended consequences of the policy were significant. (Politikanın istenmeyen sonuçları önemliydi.)
20. The unintended effects of the food additive were harmful. (Gıda katkısının istenmeyen etkileri zararlıydı.)

Unintended Nedir?

Unintended, “istenmeyen” veya “amaçsız” anlamlarına gelir. Bir şeyin istenmeyen sonuçları, yan etkileri veya beklenmedik sonuçları olabilir.

Örnek cümleler:

1. The unintended consequences of the policy were severe. (Politikanın istenmeyen sonuçları ciddi oldu.)
2. His unintended action caused a chain reaction. (Onun istenmeyen eylemi bir zincirleme tepkiye sebep oldu.)
3. The unintended outcome of the experiment was surprising. (Deneyin istenmeyen sonucu şaşırtıcıydı.)
4. The unintended consequences of the decision were irreversible. (Kararın istenmeyen sonuçları geri dönüşümsüzdü.)
5. The unintended consequences of the accident were tragic. (Kazanın istenmeyen sonuçları trajikti.)
6. The unintended effects of the new policy were controversial. (Yeni politikanın istenmeyen etkileri tartışmalıydı.)
7. The unintended consequences of the new law were far-reaching. (Yeni yasanın istenmeyen sonuçları yaygın etkilere sahipti.)
8. The unintended consequences of the project were unforeseen. (Projenin istenmeyen sonuçları öngörülememişti.)
9. The unintended effects of the medication were harmful. (İlacın istenmeyen etkileri zararlıydı.)
10. The unintended consequences of the protest were violent. (Protestonun istenmeyen sonuçları şiddetliydi.)
11. The unintended effects of the new technology were disruptive. (Yeni teknolojinin istenmeyen etkileri bozucuydu.)
12. The unintended consequences of the social media post were damaging. (Sosyal medya paylaşımının istenmeyen sonuçları zararlıydı.)
13. The unintended outcome of the election was unexpected. (Seçimlerin istenmeyen sonucu beklenmedikti.)
14. The unintended consequences of the business decision were costly. (İş kararının istenmeyen sonuçları maliyetliydi.)
15. The unintended effects of the environmental policy were positive. (Çevre politikasının istenmeyen etkileri olumlu oldu.)
16. The unintended consequences of the financial crisis were devastating. (Finansal krizin istenmeyen sonuçları yıkıcıydı.)
17. The unintended effects of the food allergy were severe. (Gıda alerjisinin istenmeyen etkileri ciddiydi.)
18. The unintended consequences of the immigration policy were divisive. (Göçmenlik politikasının istenmeyen sonuçları ayrıştırıcıydı.)
19. The unintended effects of the social experiment were thought-provoking. (Sosyal deneyin istenmeyen etkileri düşündürücüydü.)
20. The unintended consequences of the new technology on privacy were concerning. (Yeni teknolojinin gizlilik üzerindeki istenmeyen sonuçları endişe vericiy