Ecclesiastical İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ecclesiastical İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ecclesiastical ile İlgili Cümleler

Ecclesiastical Türkçe’de “kiliseye ait” anlamına gelir.

1. Ecclesiastical architecture is characterized by its grandeur and attention to detail. (Kilise mimarisi, görkemi ve detaylara verilen özenle karakterize edilir.)
2. He is an expert in ecclesiastical law. (O, kilise hukuku konusunda uzman biridir.)
3. The bishop delivered an ecclesiastical speech during the ceremony. (Piskopos tören sırasında bir kilise konuşması yaptı.)
4. The ecclesiastical authorities are responsible for maintaining the church’s traditions. (Kilisenin geleneklerini sürdürmekten kiliseye ait yetkililer sorumludur.)
5. The ecclesiastical community is deeply concerned about the welfare of its members. (Kilise topluluğu, üyelerinin refahı konusunda derin bir endişe duyar.)
6. The ecclesiastical hierarchy is composed of bishops, priests, and deacons. (Kilise hiyerarşisi, piskoposlar, rahipler ve şövalyelerden oluşur.)
7. The ecclesiastical vestments were carefully embroidered by hand. (Kilise giysileri özenle elde işlenmiştir.)
8. The ecclesiastical court has jurisdiction over matters related to the church. (Kilise mahkemesi, kilise ile ilgili konularda yetkilidir.)
9. The ecclesiastical calendar includes many holy days and festivals. (Kilise takvimi birçok kutsal gün ve festivalleri içerir.)
10. The ecclesiastical history of Europe is rich and complex. (Avrupa’nın kiliseye ait tarihi zengin ve karmaşıktır.)
11. He has a deep respect for ecclesiastical authority. (O, kiliseye ait otoriteye derin bir saygı duyar.)
12. The ecclesiastical authorities condemned the heretical teachings. (Kiliseye ait yetkililer, sapkın öğretileri kınadılar.)
13. The ecclesiastical leaders met to discuss important issues. (Kilise liderleri önemli konuları tartışmak üzere bir ar

    aya geldiler.)

14. The ecclesiastical music was performed by a choir during the service. (Kilise müziği, ayin sırasında bir koro tarafından icra edildi.)
15. The ecclesiastical artifacts in the museum are priceless. (Müzede bulunan kiliseye ait sanat eserleri paha biçilemez.)
16. The ecclesiastical buildings in the city are popular tourist attractions. (Şehirdeki kiliseye ait binalar popüler turistik yerlerdir.)
17. The ecclesiastical authorities provided shelter to the homeless during the winter months. (Kış aylarında kiliseye ait yetkililer evsizlere barınak sağladılar.)
18. The ecclesiastical art of the Renaissance was heavily influenced by religion. (Rönesans kiliseye ait sanatı din tarafından büyük ölçüde etkilendi.)
19. The ecclesiastical council met to discuss the appointment of a new bishop. (Kilise konseyi, yeni bir piskoposun atanması konusunu görüşmek üzere toplandı.)
20. The ecclesiastical authorities were outraged by the desecration of the church. (Kiliseye ait yetkililer, kilisenin kirletilmesinden dolayı öfkelendiler.)
21. The ecclesiastical robes worn by the priests were made of the finest silk. (Rahipler tarafından giyilen kiliseye ait giysiler en kaliteli ipekten yapılmıştı.)