Unflinching İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unflinching İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unflinching Nedir?

Unflinching, İngilizce bir sıfat olup, “kararsız kalmadan, cesurca, yılmadan” anlamına gelir.

Unflinching İle İlgili Cümleler

  1. Despite the danger, the unflinching firefighter rushed into the burning building. (Tehlike ne olursa olsun, kararsız kalmadan, cesurca, yılmadan yangın söndürme görevlisi binaya koştu.)
  2. The unflinching soldier didn’t hesitate to put himself in harm’s way to protect his fellow soldiers. (Kararsız kalmadan, cesurca, yılmadan, meslektaşlarını korumak için kendisini tehlikeye attı.)
  3. She showed unflinching determination in pursuing her dreams. (Hayallerini gerçekleştirmek için kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan kararlılığını gösterdi.)
  4. The athlete demonstrated unflinching dedication to his training regimen. (Sporcu, eğitim programına kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan adanmışlığını gösterdi.)
  5. The detective’s unflinching persistence eventually led to solving the case. ( Dedektifin kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan sürekli takibi, sonunda davayı çözmesine neden oldu.)
  6. Despite the criticism, the writer remained unflinching in his commitment to his artistic vision. (Eleştirilere rağmen, yazar sanatsal vizyonuna kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan bağlı kaldı.)
  7. The activist’s unflinching stance on human rights made a significant impact on society. (İnsan haklarına karşı kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan aktivistin tavrı toplumda önemli bir etki yarattı.)
  8. The doctor’s unflinching dedication to her patients earned her the respect of her colleagues. (Hasta bakımına kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan adanmışlığı doktorun meslektaşları tarafından saygıyla karşılandı.)
  9. The explorer showed unflinching courage in his quest to reach the summit of the mountain. (Dağın zirvesine ulaşma arayışında, keşifçi kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan cesaretini gösterdi.)
  10. Despite the challenges, the entrepreneur remained unflinching in his pursuit of success. (Zorluklara rağmen, girişimci başarıya kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan devam etti.)
  11. The teacher’s unflinching belief in her students’ potential inspired them to achieve their goals. (Öğrencilerinin potansiyeline kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan inanan öğretmen, onların hedeflerine ulaşmalarına ilham verdi.)
  12. The athlete’s unflinching determination to win the game propelled him to victory. (Maçı kaz

mak için kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan yarışmacının kararlılığı onu zaferle sonuçlandırdı.)
13. The politician’s unflinching commitment to his campaign promises earned him the trust of the voters. (Seçim vaatlerine kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan bağlılık gösteren siyasetçi, seçmenlerin güvenini kazandı.)

  1. The artist’s unflinching dedication to her craft resulted in a masterpiece. (Sanat eserine kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan adanmışlık gösteren sanatçının çalışması bir başyapıt ortaya çıkardı.)
  2. The scientist’s unflinching pursuit of knowledge led to groundbreaking discoveries. (Yenilikçi keşiflere kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan bilgi peşinde koşan bilim insanı önemli keşiflere imza attı.)
  3. The unflinching honesty of the witness convinced the jury of the defendant’s guilt. (Tanığın kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan dürüstlüğü, jüriyi sanığın suçluluğuna ikna etti.)
  4. The volunteer’s unflinching commitment to serving her community earned her recognition and praise. (Toplum hizmetine kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan adanmışlığı, gönüllüye takdir ve övgü kazandırdı.)
  5. The musician’s unflinching passion for his instrument was evident in his performance. (Enstrümana kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan tutkulu olan müzisyenin performansında bu tutku açıkça görüldü.)
  6. The writer’s unflinching portrayal of the harsh realities of life made the novel a bestseller. (Hayatın sert gerçeklerini kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan tasvir eden yazar, romanını en çok satanlar listesine taşıdı.)
  7. The unflinching determination of the team to overcome obstacles led to their success. (Engelleri aşmak için kararsız kalmadan, cesurca ve yılmadan takımın kararlılığı, onların başarısına neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.