Dig İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dig İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dig İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: kazmak, delmek

1. I dug a hole in the backyard. (Arka bahçede bir çukur kazdım.)
2. He dug through the pile of papers to find the document. (Belgeyi bulmak için kağıt yığınlarına kazdı.)
3. They dug a well for the village. (Köye bir kuyu kazdılar.)
4. She dug her nails into the wood. (Tırnaklarını tahtaya gömdü.)
5. We need to dig up the flowerbed before planting new flowers. (Yeni çiçekler dikmeden önce çiçek yatağını kazmamız gerekiyor.)
6. He dug out his old guitar from the attic. (Eski gitarını çatı katından çıkardı.)
7. The archaeologists are digging for ancient artifacts. (Arkeologlar eski eserler için kazı yapıyorlar.)
8. She dug her heels in and refused to compromise. (Ayaklarıyla kazıyarak uzlaşmayı reddetti.)
9. The dog dug up a bone in the yard. (Köpek avluda bir kemik kazdı.)
10. The construction crew had to dig up the road to lay new pipes. (Yeni boruları döşemek için inşaat ekibi yolu kazmak zorunda kaldı.)
11. He dug into his pockets and pulled out some loose change. (Cebine kazıdı ve biraz bozuk para çıkardı.)
12. The hiker dug his boots into the mud to climb the hill. (Dağı tırmanmak için yürüyüşçü çamurluğuna tırmandı.)
13. She dug deeper into the issue to find the root cause. (Sorunun kök nedenini bulmak için daha derine kazdı.)
14. They dug trenches to protect themselves during the war. (Savaş sırasında kendilerini korumak için hendekler kazdılar.)
15. The detectives dug up some new evidence in the case. (Polisler davada yeni kanıtlar buldu.)
16. He dug his fork into the steak and took a bite. (Bifteğe çatalını soktu ve bir lokma aldı.)
17. The kids dug a tunnel in the sand at the beach. (Çocuklar plajda kumda bir tünel kazdılar.)
18. She dug into her memory to recall the name. (İsimleri hatırlamak için hafızasına kazdı.)
19. The miners dug deep into the earth to find coal. (Madenciler kömür bulmak için derinlere kazdılar.)
20. The volunteers dug through the rubble to search for survivors. (Gönüllüler enkazda sağ kalanları aramak için kazdılar.)

Dig İle İlgili Cümleler Devamı

21. The gardener dug a trench for the irrigation system. (Bahçıvan sulama sistemi için bir çukur kazdı.)
22. She dug through her purse to find her keys. (Anahtarlarını bulmak için çantasını kazdı.)
23. The construction crew had to dig deep to build the foundation. (Temeli inşa etmek için inşaat ekibi derine kazmak zorunda kaldı.)
24. He dug his toes into the sand at the beach. (Plajda kumda parmak uçlarına gömüldü.)
25. The excavator dug up the old pavement to replace it. (Ekskavatör eski kaldırımı değiştirmek için kazdı.)
26. She dug herself into a hole with her lies. (Yalanlarıyla kendini çıkmaz bir duruma soktu.)
27. The kids dug for buried treasure in the backyard. (Çocuklar arka bahçede gömülü hazineleri aradılar.)
28. The archaeologists are digging for clues about the ancient civilization. (Arkeologlar eski medeniyet hakkında ipuçları arıyorlar.)
29. He dug his elbow into his friend’s side to get his attention. (Dikkatini çekmek için arkadaşının yanına dirseğini gömdü.)
30. The farmer dug a hole to plant the sapling. (Fidanı dikmek için çukur kazdı.)

Türkçe Anlamları: kazma, delgi, araştırma, açığa çıkarma

1. The dig for the buried treasure lasted for weeks. (Gömülü hazinenin kazısı haftalar boyunca sürdü.)
2. The dentist used a drill to dig out the cavity. (Dişçi çürüğü delmek için matkap kullandı.)
3. He did some digging and found out the truth about the scandal. (Skandal hakkında araştırma yaparak gerçeği ortaya çıkardı.)
4. The reporter did some digging and uncovered a political scandal. (Muhabir araştırma yaparak siyasi bir skandalı ortaya çıkardı.)
5. She did some digging on social media and found out that her ex-boyfriend was cheating on her. (Sosyal medyada araştırma yaparak eski sevgilisinin onu aldattığını öğrendi.)
6. The construction crew used a digger to dig the foundation. (İnşaat ekibi temeli kazmak için bir kazıcı kullanıyordu.)
7. The archaeologists did some digging and found a lost city. (Arkeologlar araştırma yaparak kayıp bir şehir buldular.)
8. He did some digging and found the buried treasure. (Gömülü hazinenin yerini araştırarak buldu.)
9. The detectives did some digging and found a suspect. (Polisler araştırma yaparak bir şüpheli buldular.)
10. She did some digging and found out that her great-grandfather was a war hero. (Araştırma yaparak büyük dedesinin bir savaş kahramanı olduğunu öğrendi.)