Unflattering İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unflattering İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unflattering Kelimesinin Türkçe Anlamı:

Unflattering kelimesi Türkçe’de “güzel göstermeyen, çirkin, hoş görünmeyen” anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. 1.

    She was wearing an unflattering dress that made her look frumpy. (O, üzerindeki hoş olmayan elbiseyle bomboş görünüyordu.)

  2. 2.

    His unflattering haircut made him look older than his age. (Onun kötü kesilmiş saçı yaşıtlarından daha yaşlı görünmesine neden oldu.)

  3. 3.

    The lighting in the dressing room was unflattering and made the clothes look drab. (Kabindeki aydınlatma hoş olmayan ve kıyafetleri sıkıcı gösteriyordu.)

  4. 4.

    Her unflattering makeup application left her looking like a clown. (Onun hoş olmayan makyajı onu bir palyaço gibi gösterdi.)

  5. 5.

    The unflattering review of his book was a blow to his ego. (Kitabının hoş olmayan incelemesi onun egosuna darbe vurdu.)

  6. 6.

    He was shocked when he saw the unflattering photos of himself in the newspaper. (Gazetede kendisiyle ilgili hoş olmayan fotoğrafları görünce şok oldu.)

  7. 7.

    The unflattering lighting in the bathroom made her complexion look sallow. (Banyodaki hoş olmayan aydınlatma ten rengini soluk gösterdi.)

  8. 8.

    She was disappointed with the unflattering results of the test. (Testin hoş olmayan sonuçlarından hayal kırıklığına uğradı.)

  9. 9.

    His unflattering comments about her appearance hurt her feelings. (Onun dış görünüşüyle ilgili hoş olmayan yorumları onun duygularını incitti.)

  10. 10.

    The unflattering shade of lipstick made her teeth look yellow. (Rujun hoş olmayan tonu dişlerinin sarı görünmesine neden oldu.)

  11. 11.

    She tried on an unflattering swimsuit that made her feel self-conscious. (Kendini farklı hissetmesine neden olan hoş olmayan bir mayo

    giydi.)

  12. 12.

    His unflattering behavior at the party was embarrassing to his friends. (Partideki hoş olmayan davranışı arkadaşlarına utanç vericiydi.)

  13. 13.

    The unflattering lighting in the restaurant made the food look unappetizing. (Restorandaki hoş olmayan aydınlatma yemeğin iştah açıcı olmamasına neden oldu.)

  14. 14.

    She was upset when she saw the unflattering portrayal of herself in the movie. (Filmin hoş olmayan kendisini gösterişi onu üzdü.)

  15. 15.

    His unflattering singing voice made everyone cover their ears. (Onun hoş olmayan şarkı söyleme sesi herkesin kulaklarını kapamasına neden oldu.)

  16. 16.

    The unflattering color of the walls made the room look smaller than it was. (Duvarların hoş olmayan rengi odayı olduğundan daha küçük gösterdi.)

  17. 17.

    The unflattering review of the restaurant discouraged customers from visiting. (Restoranın hoş olmayan incelemesi müşterilerin ziyaret etmesini engelledi.)

  18. 18.

    She was embarrassed by the unflattering outfit her mother picked out for her. (Annesinin seçtiği hoş olmayan kıyafetten dolayı utandı.)

  19. 19.

    The unflattering angle of the camera made her nose look larger than it was. (Kameranın hoş olmayan açısı burnunun olduğundan daha büyük gözükmesine neden oldu.)

  20. 20.

    His unflattering habits made it hard for him to find a romantic partner. (Onun hoş olmayan alışkanlıkları romantik bir partner bulmasını zorlaştırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.