Unexpected İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unexpected İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unexpected Nedir?

Unexpected, beklenmedik ya da tahmin edilemeyen anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. I received unexpected news yesterday. (Dün beklenmedik bir haber aldım.)
2. The sudden rain was unexpected. (Aniden yağan yağmur beklenmedikti.)
3. Her unexpected arrival surprised everyone. (Onun beklenmedik gelişi herkesi şaşırttı.)
4. The unexpected guest showed up at the party. (Beklenmeyen misafir partiye geldi.)
5. The unexpected change of plans made me feel uneasy. (Planların beklenmedik değişikliği beni rahatsız etti.)
6. The unexpected success of the project was a pleasant surprise. (Projenin beklenmedik başarısı hoş bir sürpriz oldu.)
7. She was caught off guard by the unexpected question. (Beklenmedik soruyla hazırlıksız yakalandı.)
8. The unexpected delay caused us to miss our flight. (Beklenmedik gecikme bizi uçuşumuzu kaçırmamıza neden oldu.)
9. The unexpected snowfall caused traffic problems. (Beklenmeyen kar yağışı trafik sorunlarına neden oldu.)
10. The unexpected turn of events left us all in shock. (Olayların beklenmedik bir şekilde gelişmesi hepimizi şoke etti.)
11. The unexpected power outage lasted for hours. (Beklenmeyen elektrik kesintisi saatlerce sürdü.)
12. The unexpected gift brought tears to her eyes. (Beklenmedik hediye onun gözlerini yaşarttı.)
13. The unexpected noise woke me up in the middle of the night. (Beklenmedik gürültü beni gece ortasında uyandırdı.)
14. The unexpected absence of the teacher caused confusion in the classroom. (Öğretmenin beklenmedik yokluğu sınıfta karışıklığa neden oldu.)
15. The unexpected appearance of the deer in the garden delighted the children. (Bahçede beklenmedik geyik görünümü çocukları memnun etti.)
16. The unexpected discovery of the ancient artifacts was a major breakthrough. (Antik eserlerin beklenmedik keşfi büyük bir ilerleme oldu.)
17. The unexpected traffic jam made me late for my appointment. (Beklenmedik trafik sıkışıklığı randevuma geç kalmama neden oldu.)
18. The unexpected resignation of the CEO shocked the company. (CEO’nun beklenmedik istifası şirketi şok etti.)
19. The unexpected heat wave made it unbearable to be outside. (Beklenmedik sıcak hava dışarıda dayanılmaz hale getirdi.)
20. The unexpected drop in prices caused a rush to buy the products. (Fiyatlardaki beklenmedik düşüş, ürünleri satın almaya koşuşturmayı tetikledi.)

Türkçe Karşılıkları:

1. Dün beklenmedik bir haber aldım.
2. Aniden yağan yağmur beklenmedikti.
3. Onun beklenmedik gelişi herkesi şaşırttı.
4. Beklenmeyen misafir partiye geldi.
5. Planların beklenmedik değişikliği beni rahatsız etti.
6. Projenin beklenmedik başarısı hoş bir sürpriz oldu.
7. Beklenmedik soruyla hazırlıksız yakalandı.
8. Beklenmedik gecikme bizi uçuşumuzu kaçırmamıza neden oldu.
9. Beklenmeyen kar yağışı trafik sorunlarına neden oldu.
10. Olayların beklenmedik bir şekilde gelişmesi hepimizi şoke etti.
11. Beklenmeyen elektrik kesintisi saatlerce sürdü.
12. Beklenmedik hediye onun gözlerini yaşarttı.
13. Beklenmedik gürültü beni gece ortasında uyandırdı.
14. Öğretmenin beklenmedik yokluğu sınıfta karışıklığa neden oldu.
15. Bahçede beklenmedik geyik görünümü çocukları memnun etti.
16. Antik eserlerin beklenmedik keşfi büyük bir ilerleme oldu.
17. Beklenmedik trafik sıkışıklığı randevuma geç kalmama neden oldu.
18. CEO’nun beklenmedik istifası şirketi şok etti.
19. Beklenmedik sıcak hava dışarıda dayanılmaz hale getirdi.
20. Fiyatlardaki beklenmedik düşüş, ürünleri satın almaya koşuşturmayı tetikledi.

(Note: The Turkish translations above may not be perfect, as the meaning of a word can vary depending on the context in which it is used.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.