Notoriously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Notoriously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Notoriously Nedir?

Notoriously, bir şeyin ya da birisinin kötü şöhreti olan, kötü ünü ile tanınan, ünü kötü olan anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. Notoriously, Jack the Ripper is one of the most infamous serial killers in history. (Jack the Ripper, tarihteki en kötü şöhretli seri katillerden biridir.)

  2. The country is notoriously corrupt, with bribery and nepotism being commonplace. (Ülke, rüşvet ve adam kayırmanın yaygın olduğu, kötü şöhretli bir şekilde yolsuzluklarla doludur.)

  3. The movie was notoriously bad, receiving scathing reviews from critics. (Film, eleştirmenler tarafından sert eleştiriler alarak kötü şöhretli bir şekilde kötüydü.)

  4. The politician was notoriously dishonest, with a history of scandals and corruption. (Politikacı, skandallar ve yolsuzluklar geçmişi olan kötü şöhretli bir şekilde dürüst olmayan biriydi.)

  5. The company was notoriously difficult to work for, with long hours and low pay. (Şirket, uzun saatler ve düşük ücretlerle çalışmak için kötü şöhretli bir şekilde zorluydu.)

  6. The city is notoriously dangerous, with high crime rates and frequent incidents of violence. (Şehir, yüksek suç oranları ve sık sık şiddet olayları yaşanmasıyla kötü şöhretlidir.)

  7. The singer was notoriously difficult to work with, with a reputation for being temperamental and demanding. (Şarkıcı, huysuz ve talepkar olmasıyla ünü kötü olan bir şekilde çalışmak zorunda kaldı.)

  8. The restaurant was notoriously expensive, with prices that were out of reach for most people. (Restoran, çoğu insanın ulaşamayacağı fiyatlarla kötü şöhretli bir şekilde pahalıydı.)

  9. The lawyer was notoriously aggressive, with a reputation for being ruthless in the courtroom. (Avukat, mahkemede acımasız olmasıyla kötü şöhretli bir şekilde saldırgan olarak tanındı.)

  10. The fashion designer was notoriously eccentric, with a style that was avant-garde and unconventional. (Moda tasarımcısı, avangart ve alışılmadık bir tarzıyla kötü

şöhretli bir şekilde tuhaf olarak biliniyordu.)

  1. The hotel was notoriously haunted, with guests reporting strange noises and sightings. (Otel, garip sesler ve görüntüler bildiren konuklarla kötü şöhretli bir şekilde perili olarak ünlendi.)

  2. The athlete was notoriously arrogant, with a reputation for being difficult to work with and not a team player. (Sporcu, zor bir şekilde çalışması ve takım oyuncusu olmamasıyla ünü kötü olan bir şekilde kibirliydi.)

  3. The company was notoriously slow to respond to customer complaints, leading to widespread frustration among its clients. (Şirket, müşteri şikayetlerine yanıt vermek için kötü şöhretli bir şekilde yavaş davrandığından, müşterileri arasında yaygın bir hayal kırıklığına neden oldu.)

  4. The author was notoriously reclusive, rarely making public appearances or granting interviews. (Yazar, nadiren kamuoyu önünde görünerek veya röportaj vererek kötü şöhretli bir şekilde inzivaya çekildi.)

  5. The musician was notoriously unreliable, often showing up late for concerts or canceling them altogether. (Müzisyen, konserlere geç gelmesi veya tamamen iptal etmesiyle ünü kötü olan bir şekilde güvenilmezdi.)

  6. The company was notoriously difficult to get a job at, with a rigorous hiring process and high standards. (Şirket, zorlu bir işe alma süreci ve yüksek standartlarla kötü şöhretli bir şekilde işe almak zordu.)

  7. The politician was notoriously controversial, with views and policies that were often divisive and unpopular. (Politikacı, görüşleri ve politikalarıyla sıklıkla bölücü ve popüler olmayan bir şekilde tartışmalıydı.)

  8. The artist was notoriously prolific, producing hundreds of paintings in his lifetime. (Sanatçı, ömrü boyunca yüzlerce resim üreten kötü şöhretli bir şekilde üretken olarak biliniyordu.)

  9. The city was notoriously polluted, with air and water quality that posed health risks to its residents. (Şehir, sakinleri için sağlık riski oluşturan hava ve su kalitesiyle kötü şöhretli olarak kirliydi.)

  10. The film director was notoriously demanding, with a reputation for pushing his actors to their limits. (Film yönetmeni, oyuncularını sınırlar

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.