Undisturbed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Undisturbed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Undisturbed

Undisturbed kelimesi Türkçe dilinde “rahatsız edilmemiş” anlamına gelir. Bu kelime, bir şeyin dokunulmamış veya müdahale edilmemiş olduğunu ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. The animals in the forest were undisturbed by the presence of humans. (Ormandaki hayvanlar, insanların varlığından rahatsız edilmedi.)
  2. She wanted to enjoy the undisturbed peace of the countryside. (O, kırsalın rahatsız edilmemiş huzurunun tadını çıkarmak istedi.)
  3. The artwork had been undisturbed for centuries until it was discovered by archaeologists. (Sanat eseri, arkeologlar tarafından keşfedilene kadar yüzyıllardır rahatsız edilmemişti.)
  4. The sleeping baby remained undisturbed despite the loud noise. (Yüksek gürültüye rağmen uyuyan bebek rahatsız edilmedi.)
  5. The evidence had been left undisturbed until the forensic team arrived. (Kanıtlar, adli tıp ekibi gelene kadar rahatsız edilmeden bırakılmıştı.)
  6. The ancient ruins had been undisturbed for so long that they were almost completely hidden by the overgrowth. (Antik kalıntılar, o kadar uzun süredir rahatsız edilmemişti ki, neredeyse tamamen aşırı büyüme tarafından gizlenmişti.)
  7. She preferred to work undisturbed in her office with the door closed. (O, kapısı kapalı ofisinde rahatsız edilmeden çalışmayı tercih ediyordu.)
  8. The lake was so peaceful and undisturbed that it was like a mirror. (Göl o kadar huzurlu ve rahatsız edilmemişti ki bir ayna gibiydi.)
  9. The rare bird species had been undisturbed in its natural habitat until a new housing development was built nearby. (Nadir kuş türü, doğal yaşam alanında rahatsız edilmeden kalmıştı, ta ki yakındaki yeni bir konut geliştirilene kadar.)
  10. The undisturbed snow on the mountaintop was a beautiful sight. (Dağın tepesindeki rahatsız edilmemiş kar, güzel bir manzara idi.)
  11. The scientists were careful to leave the ecosystem undisturbed during their research. (Bilim adamları, araştırmaları sırasında ekosistemi rahatsız etmeden dikkatliydi.)
  12. The beach was undisturbed by tourists, making it a perfect spot for a quiet picnic. (Turistler tarafından rahatsız edilmeyen plaj, sessiz bir piknik yapmak için mükemmel bir noktaydı.)
  13. The historical artifacts had been undisturbed in the museum for many years. (Tarihi eserler, müzede uzun yıllardır rahatsız edilmeden kalmıştı.)
  14. The undisturbed forest was a haven for wildlife. (Rahatsız edilmemiş orman, y

abanlıklar için mükemmel bir sığınaktı.)
15. He was able to meditate undisturbed in the peaceful garden. (O, huzurlu bahçede rahatsız edilmeden meditasyon yapabildi.)

  1. The undisturbed waters of the lake provided a perfect reflection of the surrounding mountains. (Gölün rahatsız edilmemiş suları, çevredeki dağların mükemmel yansımasını sağladı.)
  2. The art exhibit had been left undisturbed until the museum staff could properly set up the displays. (Sanat sergisi, müze personeli sergileri düzgün şekilde hazırlayana kadar rahatsız edilmeden bırakılmıştı.)
  3. The undisturbed nature reserve was a popular destination for birdwatchers. (Rahatsız edilmemiş doğa rezervi, kuş gözlemcileri için popüler bir yerdi.)
  4. She liked to have her morning coffee undisturbed while reading the newspaper. (O, gazete okurken sabah kahvesini rahatsız edilmeden içmeyi sevdi.)
  5. The undisturbed night sky was filled with stars. (Rahatsız edilmemiş gece gökyüzü yıldızlarla doluydu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.