Twang İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Twang İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Twang İle İlgili Cümleler

Twang kelimesi, çıngırağımsı bir ses veya sert bir şekilde gerilmiş bir tellerin çıkardığı titreme sesini ifade eder.

1. She plucked the guitar string, creating a twang sound. (O, gitar teli çekerek, bir twang sesi oluşturdu.)
2. The twang of the bowstring echoed through the forest. (Yay teli çıngırdaması ormanda yankılandı.)
3. The old fence made a twang sound every time the wind blew. (Eski çit, rüzgar estiğinde her seferinde bir twang sesi çıkardı.)
4. The twang in her voice revealed her southern accent. (Sesindeki twang, güney aksanını ortaya çıkardı.)
5. He imitated the twang of a cowboy when he spoke. (Konuşurken bir kovboyun twang’ini taklit etti.)
6. The twang in the singer’s voice added a unique quality to the song. (Şarkıcının sesindeki twang, şarkıya benzersiz bir kalite kattı.)
7. The twang of the banjo filled the room. (Banjonun çıngırdağımsı sesi odayı doldurdu.)
8. She could hear the twang of her shoelaces as she tied them tightly. (Ayakkabı bağlarını sıkıca bağladığında, bağcıkların çıngırdağımsı sesini duyabildi.)
9. The twang of the metal wire made her cringe. (Metal telin çıngırdağımsı sesi onu ürküttü.)
10. He added a twang effect to the guitar solo. (Gitar solosuna bir twang efekti ekledi.)
11. The twang of the doorbell signaled their arrival. (Zilin çıngırağımsı sesi onların varışını haber verdi.)
12. She couldn’t help but smile at the twang in his voice. (Sesindeki çıngırağımsı tonu görmezden gelememiş ve gülümsemişti.)
13. The twang of the steel guitar brought tears to her eyes. (Çelik gitarın çıngırdağımsı sesi gözlerinde yaşlara neden oldu.)
14. The twang of the telegraph wires could be heard for miles. (Telgraf tellerinin çıngırağımsı sesi, mil ötesinde bile duyulabilir.)
15. She adjusted the strings of her bow until she got the perfect twang. (Mükemmel bir twang elde edene kadar yayının tellerini ayarladı.)
16. The twang in his voice gave away his nervousness. (Sesindeki çıngırağımsı tonu, heyecanını ele verdi.)
17. The twang of the bass guitar shook the whole room. (Bas gitarın çıngırdağımsı sesi tüm odayı salladı.)
18. The twang of the rubber band startled her. (Kauçuk bandın çıngırağımsı sesi onu korkuttu.)
    19

19. The twang of the harp strings was music to her ears. (Harp tellerinin çıngırdağımsı sesi onun için müzik gibiydi.)
20. He loved the twang of the spring when he flicked it with his finger. (Parmakla hafifçe dokunduğunda yayın çıngırağımsı sesini seviyordu.)