Deputy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deputy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deputy

Deputy, Türkçe’de “yardımcı” anlamına gelir. Bir kişinin yardımcısı veya ikinci dereceden yöneticisi olarak tanımlanabilir. İş hayatında, askeri organizasyonlarda ve hükümetlerde kullanılır.

Örnek cümleler:

1. The deputy manager is responsible for overseeing the day-to-day operations of the company. (Yardımcı müdür, şirketin günlük işlemlerinin denetiminden sorumludur.)
2. The police deputy was the first to arrive at the scene of the crime. (Polis yardımcısı, suç mahalline ilk gelen kişiydi.)
3. The deputy mayor gave a speech at the opening ceremony of the new park. (Yardımcı belediye başkanı, yeni parkın açılış töreninde bir konuşma yaptı.)
4. The company’s deputy CEO is in charge of the marketing department. (Şirketin yardımcı CEO’su, pazarlama departmanından sorumludur.)
5. The deputy governor met with local officials to discuss the recent flood damage. (Yardımcı vali, son sel felaketini tartışmak için yerel yetkililerle bir araya geldi.)
6. The deputy principal is responsible for student discipline at the school. (Yardımcı müdür, okuldaki öğrenci disiplininden sorumludur.)
7. The deputy chief of staff is responsible for coordinating military operations. (Yardımcı şube müdürü, askeri operasyonları koordine etmekten sorumludur.)
8. The deputy ambassador represented his country at the international summit. (Yardımcı büyükelçi, ülkesini uluslararası zirvede temsil etti.)
9. The deputy director of the museum gave us a private tour of the exhibits. (Müzenin yardımcı direktörü, sergilerin özel bir turunu bize verdi.)
10. The deputy minister of health announced new measures to combat the spread of COVID-19. (Sağlık yardımcı bakanı, COVID-19 yayılımını önlemek için yeni önlemler açıkladı.)
11. The deputy editor reviewed my article and made some suggestions for improvement. (Yardımcı editör, makalemimi gözden geçirdi ve iyileştirme önerilerinde bulundu.)
12. The deputy judge presided over the trial in the absence of the main judge. (Yardımcı hakim, ana hakim olmadığı zaman duruşmayı yönetti.)
13. The deputy superintendent is responsible for the maintenance of the city’s parks. (Yardımcı müdür, şehir parklarının bakımından sorumludur.)
14. The deputy captain of the ship took over when the captain fell ill. (Gemideki yardımcı kaptan, kaptan hasta olduğunda görevi devraldı.)
15. The deputy coach worked closely with the head coach to prepare the team for the championship game. (Yardımcı antrenör, takımı şampiyonluk maçına hazırlamak için baş antrenörle yakın bir şekilde çalıştı.)
16. The

deputy CEO made a presentation to the board of directors on the company’s financial performance. (Yardımcı CEO, şirketin finansal performansı hakkında yönetim kuruluna bir sunum yaptı.)
17. The deputy warden is responsible for the security of the prison. (Yardımcı gardiyan, hapishanenin güvenliğinden sorumludur.)

18. The deputy governor general attended the state funeral on behalf of the government. (Yardımcı genel vali, hükümet adına devlet cenazesine katıldı.)
19. The deputy district attorney prosecuted the case against the accused. (Yardımcı ilçe savcısı, sanık hakkındaki davayı yürüttü.)
20. The deputy chief engineer oversaw the construction of the new bridge. (Yardımcı baş mühendis, yeni köprü inşaatının denetiminden sorumluydu.)

(Türkçe karşılıkların altını çizmek için “u” etiketi kullanacağım)

Bu örnek cümlelerde “deputy” kelimesi, bir kişinin yardımcısı veya ikinci dereceden yöneticisi olarak kullanılmıştır. İngilizce’de “deputy” kelimesinin Türkçe karşılığı “yardımcı” veya “vekil”dir.