Turmoil İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Turmoil İle İlgili Cümleler
Turmoil, Türkçe’de “karışıklık, huzursuzluk” gibi anlamlara gelir. Aşağıda, “turmoil” kelimesinin İngilizce cümlelerde kullanımlarına örnekler verilmiştir:
- The country is in turmoil due to the political crisis. (Ülke, siyasi kriz nedeniyle karışıklık içinde.)
- She was in turmoil after the breakup with her boyfriend. (Erkek arkadaşıyla ayrıldıktan sonra, o huzursuzdu.)
- The company is going through a period of financial turmoil. (Şirket, finansal karışıklık döneminden geçiyor.)
- The city was thrown into turmoil after the earthquake. (Deprem sonrasında şehir, karışıklığa düştü.)
- The students were in turmoil after the sudden announcement of the exam. (Sınavın aniden duyurulmasıyla öğrenciler huzursuz oldu.)
- The company’s stock prices caused turmoil in the stock market. (Şirketin hisse fiyatları, hisse senedi piyasasında karışıklık yarattı.)
- The war caused turmoil throughout the region. (Savaş, bölgede karışıklık yarattı.)
- The team was in turmoil after the coach’s sudden resignation. (Antrenörün aniden istifasından sonra, takım huzursuzdu.)
- The election results caused political turmoil in the country. (Seçim sonuçları, ülkede siyasi karışıklığa neden oldu.)
- The company’s restructuring caused turmoil among the employees. (Şirketin yeniden yapılanması, çalışanlar arasında huzursuzluk yarattı.)
- The storm created turmoil in the city’s transportation system. (Fırtına, şehrin ulaşım sisteminde karışıklık yarattı.)
- The new regulations caused turmoil in the business community. (Yeni düzenlemeler, iş dünyasında karışıklığa neden oldu.)
- The news of the scandal caused turmoil in the political circles. (Skandal haberleri, siyasi çevrelerde huzursuzluk yarattı.)
- The athlete’s doping scandal caused turmoil in the sports world. (Sporcu doping skandalı, spor dünyasında karışıklığa neden oldu.)
- The economic crisis caused turmoil in the lives of many people. (Ekonomik kriz, birçok insanın hayatında huzursuzluk yarattı.)
- The strike caused turmoil in the factory’s production process. (Grev, fabrikanın üretim sürecinde karışıklığa neden oldu.)
- The coup attempt caused turmoil in the country’s government. (Darbe girişimi, ülkenin hükümetinde karışıklığa neden oldu.)
- The unexpected news caused turmoil in the family. (Beklenmedik haberler, ailede huzursuzluk yarattı.)
- The changes in the school curriculum caused turmoil among the teachers. (Okul müfredatındaki değişiklikler, ö
ğretmenler arasında karışıklığa neden oldu.)
20. The pandemic caused turmoil in the global economy. (Pandemi, küresel ekonomide karışıklığa neden oldu.)
- Siyasi kriz nedeniyle ülke karışıklık içinde.
- Erkek arkadaşıyla ayrıldıktan sonra, o huzursuzdu.
- Şirket, finansal karışıklık döneminden geçiyor.
- Deprem sonrasında şehir, karışıklığa düştü.
- Sınavın aniden duyurulmasıyla öğrenciler huzursuz oldu.
- Şirketin hisse fiyatları, hisse senedi piyasasında karışıklık yarattı.
- Savaş, bölgede karışıklık yarattı.
- Antrenörün aniden istifasından sonra, takım huzursuzdu.
- Seçim sonuçları, ülkede siyasi karışıklığa neden oldu.
- Şirketin yeniden yapılanması, çalışanlar arasında huzursuzluk yarattı.
- Fırtına, şehrin ulaşım sisteminde karışıklık yarattı.
- Yeni düzenlemeler, iş dünyasında karışıklığa neden oldu.
- Skandal haberleri, siyasi çevrelerde huzursuzluk yarattı.
- Sporcu doping skandalı, spor dünyasında karışıklığa neden oldu.
- Ekonomik kriz, birçok insanın hayatında huzursuzluk yarattı.
- Grev, fabrikanın üretim sürecinde karışıklığa neden oldu.
- Darbe girişimi, ülkenin hükümetinde karışıklığa neden oldu.
- Beklenmedik haberler, ailede huzursuzluk yarattı.
- Okul müfredatındaki değişiklikler, öğretmenler arasında karışıklığa neden oldu.
- Pandemi, küresel ekonomide karışıklığa neden oldu.
Hemen Yorum Yaz