Trite İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Trite Nedir?
Trite, sıradan, basmakalıp veya eskimiş bir şeyi ifade eder.
Örnek cümleler:
- The movie’s plot was trite and predictable. (Film’in hikayesi sıradan ve tahmin edilebilirdi.)
- She gave a trite excuse for being late. (Geç kalmak için sıradan bir bahane verdi.)
- I’m tired of hearing trite compliments. (Sıradan iltifatlardan bıktım.)
- The restaurant’s menu was filled with trite dishes. (Restoranın menüsü sıradan yemeklerle doluydu.)
- The speaker’s trite expressions made the audience lose interest. (Konuşmacının sıradan ifadeleri, dinleyicilerin ilgisini kaybetmesine neden oldu.)
- The novel was full of trite phrases and clichés. (Roman, sıradan ifadeler ve klişelerle doluydu.)
- His trite behavior was starting to annoy his friends. (Sıradan davranışları arkadaşlarını rahatsız etmeye başlamıştı.)
- The company’s advertising campaign was criticized for its trite slogans. (Şirketin reklam kampanyası, sıradan sloganları nedeniyle eleştirildi.)
- The artist’s work lacked originality and was seen as trite. (Sanatçının eserleri özgünlükten yoksundu ve sıradan olarak görülüyordu.)
- The writer was accused of using trite metaphors in his novel. (Yazar, romanında sıradan metaforlar kullanmakla suçlandı.)
- The teacher warned the students not to use trite expressions in their writing. (Öğretmen, öğrencilere yazılarında sıradan ifadeler kullanmamaları konusunda uyardı.)
- The comedian’s jokes were trite and unoriginal. (Komedyenin şakaları sıradan ve özgün değildi.)
- The song’s lyrics were criticized for their trite rhymes. (Şarkının sözleri, sıradan uyakları nedeniyle eleştirildi.)
- The politician’s speech was full of trite promises. (Politikacının konuşması sıradan vaatlerle doluydu.)
- The sports commentator’s trite catchphrases were becoming annoying. (Spor yorumcusunun sıradan klişeleri rahatsız edici hale geliyordu.)
- The fashion designer’s collection was criticized for its trite designs. (Moda tasarımcısının koleksiyonu, sıradan tasarımları nedeniyle eleştirildi.)
- The marketing campaign’s trite slogans failed to attract customers. (Pazarlama kampanyasının sıradan sloganları müşteri çekmekte başarısız oldu.)
- The play’s dialogue was full of trite lines. (Oyunun diyalogları, sıradan sözlerle doluydu.)
- The novel’s ending was trite and unsatisfying. (Romanın sonu sıradan ve tatmin edici değ
- The website’s content was criticized for its trite and unoriginal articles. (Web sitesinin içeriği, sıradan ve özgün olmayan makaleleri nedeniyle eleştirildi.)
Türkçe karşılıklar:
- sıradan
- basmakalıp
- sıradan
- sıradan
- sıradan ifadeler
- sıradan ifadeler
- sıradan
- sıradan sloganlar
- sıradan
- sıradan metaforlar
- sıradan ifadeler
- sıradan
- sıradan uyaklar
- sıradan vaatler
- sıradan klişeler
- sıradan tasarımlar
- sıradan sloganlar
- sıradan sözler
- sıradan ve tatmin edici olmayan
- sıradan ve özgün olmayan makaleler
Hemen Yorum Yaz