Trembling İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trembling İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trembling kelimesinin Türkçe anlamı:

Trembling kelimesi, titreme anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. I could feel my hands trembling with fear. (Korkuyla ellerim titriyordu.)
2. She was trembling with excitement when she won the prize. (Ödülü kazandığında heyecandan titriyordu.)
3. The ground trembled as the earthquake hit. (Deprem geldiğinde yer titredi.)
4. His voice was trembling with emotion as he spoke about his family. (Ailesinden bahsederken duygularıyla sesi titriyordu.)
5. The dog was trembling with cold in the winter weather. (Köpek kış havasında üşüdüğü için titriyordu.)
6. I’m trembling with anticipation for the concert tonight. (Bu akşamki konser için heyecanla titriyorum.)
7. She couldn’t stop trembling after the scary movie. (Korkunç filmi izledikten sonra titremesi durmadı.)
8. The leaves on the trees were trembling in the wind. (Ağaçlardaki yapraklar rüzgarın etkisiyle titriyordu.)
9. The old man’s hands were trembling as he tried to pour the tea. (Yaşlı adam çay dökmeye çalışırken elleri titriyordu.)
10. The child was trembling with fear after the thunderstorm. (Fırtınadan sonra çocuk korkudan titriyordu.)
11. She was trembling with anger when she heard the news. (Haberleri duyduğunda öfkeyle titriyordu.)
12. The singer’s voice trembled with emotion as she sang the ballad. (Şarkıyı söylerken şarkıcının sesi duygularıyla titriyordu.)
13. His legs were trembling after the intense workout. (Yoğun antrenmandan sonra bacakları titriyordu.)
14. The bird’s wings were trembling as it took flight. (Uçarken kuşun kanatları titriyordu.)
15. She couldn’t stop trembling when she saw the spider. (Örümceği gördüğünde titremesi durmadı.)
16. The audience was trembling with excitement as the band took the stage. (Grup sahneye çıkarken seyirciler heyecandan titriyorlardı.)
17. The child’s voice was trembling with excitement as he told his friends about his new toy. (Yeni oyuncakları hakkında arkadaşlarına anlatırken çocuğun sesi heyecanla titriyordu.)
18. His lips were trembling as he tried to hold back tears. (Gözyaşlarını tutmaya çalışırken dudakları titriyordu.)
19. The tree branches were trembling in the storm. (Fırtınada ağaç dalları titriyordu.)
20. The athlete’s hands were trembling with nerves before the big race. (Büyük yarıştan önce sporcu sinirlerinden dolayı elleri titriyordu.)

Türkçe anlamlarıyla 20 örnek cümle:

1. Korkuyla ellerim titriyor. (My hands are trembling with fear.)
2. Hava sıcaklığı düştüğünde köpek titremeye başladı. (The dog started trembling when the temperature dropped.)
3. Deprem sırasında yer titredi. (The ground trembled during the earthquake.)
4. Heyecandan titreyerek ödülünü aldı. (She trembled with excitement when she received her award.)
5. Hava karardığında ağaçların yaprakları titremeye başladı. (The leaves of the trees started trembling when it got dark.)
6. Heyecandan titremekten konuşamıyorum. (I can’t speak because I’m trembling with excitement.)
7. Korkunç filmden sonra tüm vücudu titriyordu. (Her whole body was trembling after the scary movie.)
8. Çayı dökme esnasında elleri titredi. (His hands trembled while pouring the tea.)
9. Çocuk korkudan titremeye başladı. (The child started trembling with fear.)
10. Öfkeyle titreyerek tepki gösterdi. (He reacted with trembling anger.)
11. Haberleri duyduğunda öfkeyle titremeye başladı. (She started trembling with anger when she heard the news.)
12. Şarkı söylerken sesi duygularıyla titriyordu. (Her voice trembled with emotions as she sang the song.)
13. Yoğun antrenmandan sonra bacakları titriyordu. (His legs were trembling after the intense workout.)
14. Kuş kanatları titreyerek uçtu. (The bird’s wings trembled as it flew.)
15. Örümceği görünce tüm vücudu titredi. (Her whole body trembled when she saw the spider.)
16. Grup sahneye çıkarken seyirciler heyecandan titriyorlardı. (The audience was trembling with excitement as the band took the stage.)
17. Çocuğun sesi heyecanla titriyordu yeni oyuncakları hakkında arkadaşlarına anlatırken. (His voice trembled with excitement as he told his friends about his new toy.)
18. Gözyaşlarını tutmaya çalışırken dudakları titriyordu. (His lips were trembling as he tried to hold back tears.)
19. Fırtınada ağaç dalları titriyordu. (The tree branches were trembling in the storm.)
20. Büyük yarıştan önce sporcu sinirlerinden dolayı elleri titriyordu. (The athlete’s hands were trembling with nerves before the big race.)