Treacherous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Treacherous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Treacherous

Treacherous, Türkçe anlamı “hain” veya “ihanetkar” olan bir sıfattır. İşte treacherous kelimesinin örnek cümlelerle kullanımı:

1. The treacherous politician betrayed his constituents. (Hain siyasetçi seçmenlerini ihanete uğrattı.)
2. The treacherous terrain made the hike more challenging. (Hain arazi yürüyüşü daha zorlu hale getirdi.)
3. She was treacherous and lied to her best friend. (O, haindi ve en iyi arkadaşına yalan söyledi.)
4. The storm created treacherous conditions for drivers. (Fırtına sürücüler için hain koşullar yarattı.)
5. The treacherous ocean currents made swimming dangerous. (Hain okyanus akıntıları yüzme işini tehlikeli hale getirdi.)
6. The treacherous employee stole confidential information. (Hain çalışan gizli bilgileri çaldı.)
7. The treacherous company CEO embezzled funds from investors. (Hain şirket CEO’su yatırımcılardan fonları zimmetine geçirdi.)
8. The treacherous assassin was caught before he could carry out his plan. (Hain suikastçı planını gerçekleştirmeden önce yakalandı.)
9. The treacherous partner cheated his business associate. (Hain ortak iş ortağını aldattı.)
10. The treacherous ally turned against his friend during the battle. (Hain müttefik savaş sırasında arkadaşına karşı çıktı.)
11. The treacherous dog bit his owner without warning. (Hain köpek sahibini uyarmadan ısırdı.)
12. The treacherous river was difficult to navigate. (Hain nehir gezinmesi zordu.)
13. The treacherous guide led the hikers in the wrong direction. (Hain rehber doğru yöne yürüyüşçüleri yönlendirmedi.)
14. The treacherous bridge collapsed under the weight of the truck. (Hain köprü kamyonun ağırlığı altında çöktü.)
15. The treacherous lawyer forged documents to win the case. (Hain avukat davayı kazanmak için sahte belge imzaladı.)
16. The treacherous virus mutated and became more deadly. (Hain virüs mutasyona uğradı ve daha öldürücü hale geldi.)
17. The treacherous teacher unfairly gave lower grades to some students. (Hain öğretmen bazı öğrencilere haksız yere daha düşük not verdi.)
18. The treacherous slope caused several accidents. (Hain yamaç birkaç kazaya neden oldu.)
19. The treacherous friend spread rumors behind her back. (Hain arkadaşı sırtından söylentiler yaydı.)
20. The treacherous spy infiltrated the enemy camp. (Hain casus düşman kampına sızdı.)

Continued

21. The treacherous ice caused several skaters to fall. (Hain buz birkaç kaykaycının düşmesine neden oldu.)
22. The treacherous path was difficult to walk on. (Hain yol üzerinde yürümek zordu.)
23. The treacherous driver caused a car accident. (Hain sürücü bir araba kazasına neden oldu.)
24. The treacherous neighbor stole from his friends. (Hain komşu arkadaşlarından çaldı.)
25. The treacherous sea claimed the lives of several sailors. (Hain deniz birkaç denizcinin hayatını aldı.)
26. The treacherous ally made false promises. (Hain müttefik yanlış vaatlerde bulundu.)
27. The treacherous employee tried to sabotage the project. (Hain çalışan proje sabotajı yapmaya çalıştı.)
28. The treacherous weather caused flight delays. (Hain hava uçuş gecikmelerine neden oldu.)
29. The treacherous boss fired an employee without cause. (Hain patron nedensiz yere bir çalışanı işten çıkardı.)
30. The treacherous business partner stole from the company. (Hain iş ortağı şirketten çaldı.)

Yukarıdaki örneklerde, “treacherous” kelimesi birçok farklı bağlama yerleştirilmiştir ve her cümlede bir hain veya ihanetkar davranışı ifade etmektedir.