Transfuse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Transfuse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Transfuse

Transfuse, bir kişiye veya hayvana kan veya başka bir sıvı vermek anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. Doctors had to transfuse the patient with blood due to excessive bleeding. (Doktorlar aşırı kanama nedeniyle hastaya kan transfüzyonu yapmak zorunda kaldılar.)

  2. The veterinarian had to transfuse the dog with fluids to prevent dehydration. (Veteriner dehidrasyonu önlemek için köpeğe sıvı transfüzyonu yapmak zorunda kaldı.)

  3. The hospital has a blood bank where they can transfuse patients in need. (Hastanenin kan bankası var, burada ihtiyaç duyan hastalara transfüzyon yapabilirler.)

  4. The patient was in critical condition, so they had to transfuse him with plasma. (Hasta kritik durumdaydı, bu yüzden plazma transfüzyonu yapmak zorunda kaldılar.)

  5. The doctors decided to transfuse the patient with platelets to improve his blood clotting. (Doktorlar, kan pıhtılaşmasını iyileştirmek için hastaya trombosit transfüzyonu yapmaya karar verdiler.)

  6. The blood donor center is always looking for volunteers to donate blood for transfusion. (Kan verme merkezi, transfüzyon için kan bağışı yapmak isteyen gönüllüler arıyor.)

  7. The patient’s hemoglobin levels were low, so the doctors decided to transfuse him with red blood cells. (Hastanın hemoglobin seviyeleri düşüktü, bu yüzden doktorlar ona kırmızı kan hücreleri transfüzyonu yapmaya karar verdiler.)

  8. The transfusion of blood products carries some risks, such as infection or allergic reactions. (Kan ürünlerinin transfüzyonu, enfeksiyon veya alerjik reaksiyon gibi bazı riskleri taşır.)

  9. After the surgery, the patient needed a blood transfusion to replace the blood he had lost. (Ameliyattan sonra, hastanın kaybettiği kanı yerine koymak için bir kan transfüzyonuna ihtiyacı vardı.)

  10. The doctors had to transfuse the premature baby with a special solution to help with his development. (Doktorlar, gelişimine yardımcı olmak için erken doğan bebeğe özel bir çözelti transfüzyonu yapmak zorunda kaldılar.)

=”color:blue; font-weight:bold;”>The patient was suffering from severe anemia, so she needed a blood transfusion to increase her red blood cell count. (Hasta ciddi anemi yaşıyordu, bu yüzden kırmızı kan hücre sayısını artırmak için bir kan transfüzyonuna ihtiyacı vardı.)

  1. The horse had lost a lot of blood due to an injury, so the vet had to transfuse it with a blood substitute. (At, bir yaralanma nedeniyle çok kan kaybetmişti, bu yüzden veteriner ona bir kan yerine geçen madde transfüzyonu yapmak zorunda kaldı.)

  2. The blood transfusion saved the patient’s life, but he had to be closely monitored for any adverse reactions. (Kan transfüzyonu hastanın hayatını kurtardı, ancak herhangi bir olumsuz reaksiyon için yakından izlenmesi gerekiyordu.)

  3. The hospital has strict protocols in place to ensure the safety of blood transfusions. (Hastanenin kan transfüzyonlarının güvenliğini sağlamak için katı protokolleri var.)

  4. The patient’s blood type was rare, so the hospital had to search for a suitable donor for his transfusion. (Hastanın kan grubu nadirdi, bu yüzden hastane transfüzyonu için uygun bir donör aramak zorunda kaldı.)

  5. The blood transfusion was successful, and the patient’s condition improved significantly. (Kan transfüzyonu başarılıydı ve hastanın durumu önemli ölçüde iyileşti.)

  6. The hospital had to cancel some elective surgeries due to a shortage of blood for transfusions. (Hastane, transfüzyon için kan kıtlığı nedeniyle bazı planlı ameliyatları iptal etmek zorunda kaldı.)

  7. The patient’s blood pressure dropped after the transfusion, so the doctors had to give him medication to stabilize it. (Hastanın transfüzyondan sonra kan basıncı düştü, bu yüzden doktorlar onu stabilize etmek için ilaç vermek zorunda kaldılar.)

  8. The blood transfusion can take several hours, depending on the amount of blood needed. (Kan transfüzyonu, ihtiyaç duyulan kan miktarına bağlı olarak birkaç saat sürebilir.)

  9. The patient was allergic to some blood products, so the doctors had to be careful when choosing the type of transfusion to give him. (Hasta, bazı kan ürünlerine alerjisi olduğu için doktorlar ona hangi transfü

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.