Dash İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Dash: Türkçe Anlamı ve Açıklaması
Dash, İngilizce bir kelime olup “koşmak, hızla hareket etmek” anlamlarına gelir. Ayrıca “kısa çizgi” anlamında da kullanılır.
Örnek Cümleler:
- She dashed out of the room without saying goodbye. (O, elveda demeden odadan koşarak çıktı.)
- The car dashed down the road at breakneck speed. (Araba kısa çizgi hızıyla yoldan aşağıya indi.)
- He dashed to catch the train, but missed it by a few seconds. (Trene yetişmek için koştu, ancak birkaç saniyeyle kaçırdı.)
- The waiter dashed to the kitchen to bring the order. (Garson siparişi getirmek için koştu mutfak.)
- The athlete dashed across the finish line, winning the race. (Sporcu bitiş çizgisinin üzerinden koşarak yarışı kazandı.)
- The children dashed around the playground, playing tag. (Çocuklar parkta etrafta koşarak, yakalamaca oynuyorlardı.)
- She dashed off a quick note before leaving for work. (İşe gitmeden önce hızlıca bir not yazdı.)
- The storm dashed our hopes of having a picnic today. (Fırtına bugün piknik yapma umudumuzu yok etti.)
- He dashed the glass on the ground, shattering it into pieces. (O, camı yere fırlattı ve parçalara ayırdı.)
- The recipe called for a dash of salt to bring out the flavors. (Tarif lezzetleri ortaya çıkarmak için bir tutam tuz gerektiriyordu.)
- The actress made a dash for the exit to avoid the paparazzi. (Oyuncu paparazzilerden kaçınmak için çıkışa doğru koştu.)
- The team made a desperate dash to score a goal in the last minute of the game. (Takım, oyunun son dakikasında bir gol atmak için umutsuzca koştu.)
- The cat dashed up the tree to escape the chasing dog. (Kedi, kovalayan köpekten kaçmak için ağaca tırmandı.)
- He added a dash of humor to his speech to keep the audience engaged. (İzleyicileri meşgul etmek için konuşmasına biraz espri kattı.)
- The police car made a dash through the busy streets, sirens blaring. (Polis arabası sirenleri çalarak yoğun caddelerden hızla geçti.)
- She dashed her hopes of becoming a doctor when she failed the entrance exam. (Giriş sınavını geçemediğinde doktor olma umutlarını yok etti.)
- The chef added a dash of spice to the soup to give it more flavor. (Aşının daha fazla lezzet kazanması için şef bir tutam baharat ekledi.)
- The thief made a dash for the door when he heard the police sirens. (Hırsız, polis
sirenlerini duyduğunda kapıya doğru koştu.)
19. She made a dash for the finish line and crossed it first, winning the race. (O, bitiş çizgisine koştu ve ilk geçerek yarışı kazandı.)
- The writer used a dash to indicate a sudden change in thought in his sentence. (Yazar, cümlesindeki ani düşünce değişikliğini belirtmek için bir kısa çizgi kullandı.)
Türkçe Karşılıklar:
- O, elveda demeden odadan koşarak çıktı.
- Araba kısa çizgi hızıyla yoldan aşağıya indi.
- Trene yetişmek için koştu, ancak birkaç saniyeyle kaçırdı.
- Garson siparişi getirmek için koştu mutfak.
- Sporcu bitiş çizgisinin üzerinden koşarak yarışı kazandı.
- Çocuklar parkta etrafta koşarak, yakalamaca oynuyorlardı.
- İşe gitmeden önce hızlıca bir not yazdı.
- Fırtına bugün piknik yapma umudumuzu yok etti.
- O, camı yere fırlattı ve parçalara ayırdı.
- Tarif lezzetleri ortaya çıkarmak için bir tutam tuz gerektiriyordu.
- Oyuncu paparazzilerden kaçınmak için çıkışa doğru koştu.
- Takım, oyunun son dakikasında bir gol atmak için umutsuzca koştu.
- Kedi, kovalayan köpekten kaçmak için ağaca tırmandı.
- İzleyicileri meşgul etmek için konuşmasına biraz espri kattı.
- Polis arabası sirenleri çalarak yoğun caddelerden hızla geçti.
- Giriş sınavını geçemediğinde doktor olma umutlarını yok etti.
- Aşının daha fazla lezzet kazanması için şef bir tutam baharat ekledi.
- Hırsız, polis sirenlerini duyduğunda kapıya doğru koştu.
- O, bitiş çizgisine koştu ve ilk geçerek yarışı kazandı.
- Yazar, cümlesindeki ani düşünce değişikliğini belirtmek için bir kısa çizgi kullandı.
Hemen Yorum Yaz