Tramp İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Tramp Nedir?
Tramp İngilizce bir kelime olup, yaya olarak yürümek, özellikle de sıkıntı veya sefalet içinde dolaşmak anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- I saw a tramp wandering aimlessly in the streets. (Sokaklarda amaçsızca dolaşan bir dilenci gördüm.)
- She was a tramp who had been living on the streets for years. (Yıllardır sokakta yaşayan bir serseri kadındı.)
- The tramp asked me for some spare change. (Dilenci benden bozuk para istedi.)
- The tramp was searching for food in the dumpster. (Dilenci çöp kutusunda yiyecek arıyordu.)
- The tramp slept on a park bench every night. (Dilenci her gece bir park bankında uyurdu.)
- The tramp was wearing torn and dirty clothes. (Dilenci yırtık ve kirli kıyafetler giyiyordu.)
- The tramp looked disheveled and unkempt. (Dilenci dağınık ve bakımsız görünüyordu.)
- The tramp smelled of alcohol and cigarettes. (Dilenci alkol ve sigara kokuyordu.)
- The tramp had a long beard and unkempt hair. (Dilenci uzun sakalı ve dağınık saçları vardı.)
- The tramp was carrying all his belongings in a backpack. (Dilenci tüm eşyalarını sırt çantasında taşıyordu.)
- The tramp was begging for money on the street corner. (Dilenci sokak köşesinde para dileniyordu.)
- The tramp had a sad look in his eyes. (Dilencinin gözlerinde üzgün bir ifade vardı.)
- The tramp’s hands were dirty and calloused. (Dilencinin elleri kirli ve nasırlıydı.)
- The tramp was grateful for the warm meal I gave him. (Dilenci ona verdiğim sıcak yemek için minnettar oldu.)
- The tramp’s voice was hoarse from too much smoking. (Dilencinin sesi çok fazla sigara içtiğinden boğuktu.)
- The tramp had a raspy cough. (Dilencinin kaba bir öksürüğü vardı.)
- The tramp was looking for a place to sleep for the night. (Dilenci gece için uyuyacak bir yer arıyordu.)
- The tramp had a worn-out backpack that was falling apart. (Dilencinin dağılmak üzere olan yıpranmış bir sırt çantası vardı.)
- The tramp was holding a sign that read “Anything helps”. (Dilenci “Her şey yardımcı olur” yazan bir tabela tutuyordu.)
- The tramp had a kind smile on his face despite his hardships. (Dilenci, zorluklarına rağmen nazik bir tebessümle bakıyordu.)
Türkçe Karşılıkları:
- Sokaklarda amaçsızca dolaşan bir dilenci gördüm.
- Yıllardır sokakta yaşayan bir serseri kadındı.
- Dilenci benden bozuk para istedi.
- Dilenci çöp kutusunda yiyecek arıyordu.
- Dilenci her gece bir park bankında uyurdu.
- Dilenci yırtık ve kirli kıyafetler giyiyordu.
- Dilenci dağınık ve bakımsız görünüyordu.
- Dilenci alkol ve sigara kokuyordu.
- Dilenci uzun sakalı ve dağınık saçları vardı.
- Dilenci tüm eşyalarını sırt çantasında taşıyordu.
- Dilenci sokak köşesinde para dileniyordu.
- Dilencinin gözlerinde üzgün bir ifade vardı.
- Dilencinin elleri kirli ve nasırlıydı.
- Dilenci ona verdiğim sıcak yemek için minnettar oldu.
- Dilencinin sesi çok fazla sigara içtiğinden boğuktu.
- Dilencinin kaba bir öksürüğü vardı.
- Dilenci gece için uyuyacak bir yer arıyordu.
- Dilencinin dağılmak üzere olan yıpranmış bir sırt çantası vardı.
- Dilenci “Her şey yardımcı olur” yazan bir tabela tutuyordu.
- Dilenci, zorluklarına rağmen nazik bir tebessümle bakıyordu.
Hemen Yorum Yaz