Trailblazer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trailblazer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trailblazer

Trailblazer, “iz sürücü” veya “patika açan” anlamına gelir. Bir kişi, bir organizasyon veya bir proje için yeni bir yol açmak veya inovasyon yapmak anlamında kullanılır. İşte trailblazer kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. As a trailblazer in the tech industry, she always thinks outside the box. (Teknoloji endüstrisinde bir öncü olarak, her zaman sınırları zorlar.)
  2. The trailblazer led the team through the uncharted wilderness. (Patika açan takımı bilinmeyen ormanlık alandan geçirdi.)
  3. He was a trailblazer in the fashion industry, introducing bold new designs that others later imitated. (Moda endüstrisinde öncüydü, diğerleri daha sonra takip ettiği cesur yeni tasarımlar sundu.)
  4. The trailblazer hiked through the dense forest to reach the summit. (Patika açan zirveye ulaşmak için yoğun ormanlık alandan yürüdü.)
  5. She was a trailblazer in the fight for civil rights, paving the way for future generations. (Sivil haklar mücadelesinde bir öncüydü, gelecek nesiller için yol açtı.)
  6. The trailblazer blazed a new trail through the rugged terrain. (Patika açan engebeli arazide yeni bir rota belirledi.)
  7. He was a trailblazer in the field of medicine, developing groundbreaking treatments for previously untreatable diseases. (Tıp alanında öncüydü, önceden tedavi edilemeyen hastalıklar için çığır açan tedaviler geliştirdi.)
  8. The trailblazer navigated the treacherous waters to reach the hidden cove. (Patika açan, gizli koya ulaşmak için tehlikeli suları geçti.)
  9. She was a trailblazer in the music industry, breaking down barriers for female artists. (Müzik endüstrisinde bir öncüydü, kadın sanatçılar için engelleri kaldırdı.)
  10. The trailblazer discovered a new species of plant in the unexplored jungle. (Patika açan keşfedilmemiş ormanda yeni bir bitki türü buldu.)
  11. He was a trailblazer in the world of science, making groundbreaking discoveries that changed the course of history. (Bilim dünyasında öncüydü, tarihin akışını değiştiren çığır açan keşifler yaptı.)
  12. The trailblazer braved the harsh winter conditions to reach the remote village. (Patika açan, uzak köye ulaşmak için sert kış koşullarına karşı cesaret gösterdi.)
  13. She was a trailblazer in the field of education, advocating for equal access to education for all. (Eğitim alanında bir öncüydü, herkesin eşit eğitim erişimi için mücadele etti.)
  1. The trailblazer founded a nonprofit organization to address social and environmental issues. (Patika açan, sosyal ve çevresel sorunları ele almak için kar amacı gütmeyen bir organizasyon kurdu.)
  2. He was a trailblazer in the field of technology, developing innovative solutions to complex problems. (Teknoloji alanında öncüydü, karmaşık problemlere yenilikçi çözümler geliştirdi.)
  3. The trailblazer blazed a trail through the snow-covered mountains. (Patika açan karla kaplı dağlarda bir rota belirledi.)
  4. She was a trailblazer in the world of sports, breaking records and paving the way for future athletes. (Spor dünyasında bir öncüydü, rekorlar kırdı ve gelecekteki sporcular için yol açtı.)
  5. The trailblazer explored the uncharted territory to find new sources of energy. (Patika açan keşfedilmemiş bölgeyi araştırarak yeni enerji kaynakları buldu.)
  6. He was a trailblazer in the field of entrepreneurship, starting a successful business from scratch. (Girişimcilik alanında bir öncüydü, sıfırdan başarılı bir iş kurdu.)
  7. The trailblazer led the way through the dense jungle, using his machete to cut through the thick vegetation. (Patika açan yoğun ormanlık alanda öncülük etti, kalın bitki örtüsünü kesmek için machete kullandı.)

(Tekrar hatırlatmak gerekirse, İngilizce cümleleri kalın ve mavi renkte yazdık, Türkçe çevirileri ise normal yazı karakteriyle belirttik.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.