Tour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tour

Tour, genellikle seyahat etmek veya gezinti yapmak amacıyla düzenlenen bir grup aktivitesidir.

Örnek cümleler:

1. We went on a tour of the city’s historical landmarks. (Şehrin tarihi yerlerini gezmek için bir tur düzenledik.)
2. The travel agency offers guided tours of the country’s national parks. (Seyahat acentesi, ülkenin milli parklarını kapsayan rehberli turlar sunar.)
3. The band is currently on tour in Europe. (Grup şu anda Avrupa turundadır.)
4. We decided to take a tour of the vineyards and taste some local wines. (Bağları gezmeye ve yerel şarapları tatmaya karar verdik.)
5. The tour bus stopped at several famous landmarks along the way. (Tur otobüsü, yol boyunca birkaç ünlü anıtta durdu.)
6. The museum offers guided tours every day. (Müze her gün rehberli turlar düzenler.)
7. We took a tour of the ancient ruins and learned about the history of the civilization. (Antik kalıntıları gezdik ve medeniyetin tarihini öğrendik.)
8. The company organized a tour of their facilities for the new employees. (Şirket, yeni çalışanlar için tesislerini gezdirmeyi düzenledi.)
9. The tour guide was very knowledgeable about the local culture and history. (Tur rehberi yerel kültür ve tarih hakkında çok bilgiliydi.)
10. We took a walking tour of the city’s street art scene. (Şehrin sokak sanatı sahnesini gezmek için yürüyüş turu yaptık.)
11. The tour group visited several museums and art galleries during their trip. (Tur grubu seyahatleri sırasında birkaç müze ve sanat galerisi ziyaret etti.)
12. The tour included a visit to a local market where we could buy souvenirs. (Tur, hediyelik eşya satın alabileceğimiz yerel bir pazarı ziyaret etmeyi içeriyordu.)
13. We went on a boat tour of the lake and saw some beautiful scenery. (Gölde tekne turuna çıktık ve güzel manzaralar gördük.)
14. The tour company specializes

in adventure tours like hiking, kayaking, and mountain biking. (Tur şirketi yürüyüş, kano yapma ve dağ bisikleti gibi macera turlarına özel.)
15. The tour group had a chance to try local cuisine at several restaurants. (Tur grubu birkaç restoranda yerel mutfağı deneme fırsatı buldu.)

16. We took a tour of the university campus to learn more about the academic programs. (Üniversite kampusunu gezmek ve akademik programlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için bir tur yaptık.)
17. The tour bus was equipped with comfortable seats and a restroom. (Tur otobüsü rahat koltuklar ve bir tuvalet ile donatılmıştı.)
18. The tour of the chocolate factory was a hit with the kids. (Çikolata fabrikasının turu çocuklar için çok eğlenceliydi.)
19. The tour group stopped at a local farm and learned about organic farming methods. (Tur grubu yerel bir çiftlikte durdu ve organik tarım yöntemleri hakkında bilgi edindi.)
20. The tour of the castle was led by a knowledgeable guide who told us about its rich history. (Kale turu bilgili bir rehber tarafından yönetildi ve zengin tarihinden bahsetti.)