Mollycoddle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mollycoddle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mollycoddle (Fiil) – Şımartmak, Pek Yakın İlgilenmek, Korumak

  1. Don’t mollycoddle him so much. He needs to learn to be independent. (Onu o kadar şımartma. Bağımsız olmayı öğrenmesi gerekiyor.)
  2. My mother used to mollycoddle me when I was younger. (Annem ben küçükken beni şımartırdı.)
  3. If you continue to mollycoddle your child, they will never learn how to handle adversity. (Eğer çocuğunuza şımartmaya devam ederseniz, asla zorluklarla başa çıkmayı öğrenemezler.)
  4. The coach doesn’t mollycoddle his players. He pushes them to be their best. (Antrenör oyuncularını şımartmaz. Onları en iyi olmaya zorlar.)
  5. She’s always mollycoddling her pets. (O, evcil hayvanlarını her zaman şımartır.)
  6. Don’t mollycoddle the plants too much or they won’t develop strong roots. (Bitkileri fazla şımartmayın, yoksa güçlü kökler geliştiremezler.)
  7. He’s been mollycoddled his whole life, so he doesn’t know how to handle tough situations. (Hayatı boyunca şımartıldığı için, zor durumlarla nasıl başa çıkacağını bilmiyor.)
  8. She refuses to mollycoddle her employees. She expects them to take responsibility for their own work. (Çalışanlarını şımartmayı reddediyor. Kendi işlerine sorumluluk almalarını bekliyor.)
  9. If you mollycoddle a child too much, they can become spoiled and entitled. (Çocuğu çok fazla şımartırsanız, şımarık ve haklı hisseden biri olabilirler.)
  10. I’m not going to mollycoddle you. You need to take responsibility for your own mistakes. (Seni şımartmayacağım. Kendi hatalarının sorumluluğunu alman gerekiyor.)
  11. She mollycoddles her boyfriend by cooking all his meals and doing all his laundry. (O, erkek arkadaşını yemek yaparak ve tüm çamaşırlarını yaparak şımartır.)
  12. The teacher doesn’t mollycoddle her students. She challenges them to think critically. (Öğretmen öğrencilerini şımartmaz. Onları eleştirel düşünmeye zorlar.)
  13. Mollycoddling a child too much can lead to a lack of self-confidence. (Çocuğu çok fazla şımartmak özgüven eksikliğine neden olabilir.)
  14. He’s been mollycoddled by his parents his whole life, so he doesn’t know how to take care of himself. (Tüm hayatı boyunca ailesi tarafından şımartıldığı için, kendine nasıl bakacağını bilmiyor.)
  15. If you mollycoddle someone, they can become dependent on you. (Birini şımartırsan
  1. She mollycoddles her plants by talking to them and playing music for them. (O, bitkilerine konuşarak ve müzik çalarak şımartır.)
  2. Mollycoddling a person with anxiety can actually make their anxiety worse. (Anksiyetesi olan bir kişiyi şımartmak aslında onların anksiyetesini daha da kötüleştirebilir.)
  3. I’m not going to mollycoddle you through this project. You need to figure it out on your own. (Bu proje boyunca seni şımartmayacağım. Kendin halletmen gerekiyor.)
  4. Parents who mollycoddle their children can hinder their emotional development. (Çocuklarını şımartan ebeveynler, duygusal gelişimlerini engelleyebilirler.)
  5. Mollycoddling a child can make them think they are entitled to special treatment. (Bir çocuğu şımartmak, onların özel muameleye hak kazandıklarını düşündürtebilir.)

(Türkçe karşılıklarını parantez içinde verdim.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.