Tormentingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tormentingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tormentingly

Tormentingly, “eziyet verici bir şekilde” anlamına gelen bir sıfattır. Aşağıda tormentingly kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle verilmiştir:

1. She waited tormentingly for the test results to come back. (Sonuçların dönmesi için eziyet verici bir şekilde bekledi.)
2. The thought of his past mistakes haunted him tormentingly. (Geçmiş hatalarının düşüncesi onu eziyet verici bir şekilde rahatsız etti.)
3. The smell of her perfume lingered tormentingly in the air. (Parfümünün kokusu havada eziyet verici bir şekilde kaldı.)
4. The constant ringing of the phone was tormentingly distracting. (Sürekli çalan telefon, eziyet verici bir şekilde dikkat dağıtıcıydı.)
5. The suspense in the movie was tormentingly intense. (Filmdeki gerilim eziyet verici derecede yoğundu.)
6. The pain in her knee tormented her tormentingly. (Dizindeki ağrı onu eziyet verici bir şekilde işkence etti.)
7. The sound of the dripping faucet was tormentingly irritating. (Damlayan musluk sesi eziyet verici bir şekilde sinir bozucuydu.)
8. The long wait for the train was tormentingly boring. (Trende uzun bekleyiş eziyet verici bir şekilde sıkıcıydı.)
9. The anticipation of the concert was tormentingly exciting. (Konserin beklenişi eziyet verici derecede heyecan vericiydi.)
10. The memory of the accident replayed tormentingly in his mind. (Kaza anısının tekrarlaması eziyet verici bir şekilde aklında canlandı.)
11. The heat of the sun beat down tormentingly on their backs. (Güneşin sıcağı eziyet verici bir şekilde sırtlarına vurdu.)
12. The guilt tormented him tormentingly. (Suçluluk duygusu onu eziyet verici bir şekilde işkence etti.)
13. The lack of sleep made the long day tormentingly exhausting. (Uykusuzluk, uzun bir günü eziyet verici bir şekilde yorucu hale getirdi.)
14. The constant nagging of his boss was tormentingly frustrating. (Patronunun sürekli dırdırı eziyet verici bir şekilde sinir bozucuydu.)
15. The never-ending traffic was tormentingly stressful. (Bitmeyen trafik eziyet verici bir şekilde stresliydi.)
16. The loss of her loved one tormented her tormentingly. (Sevdiği birinin kaybı onu eziyet verici bir şekilde işkence etti.)
17. The hunger pangs were tormentingly painful. (Açlık sancıları eziyet verici derecede acıydı.)
18. The loud music from the party next door was tormentingly loud. (Komşu partisinden gelen yüksek müzik eziyet verici derecede yüksekti.)

19. The loneliness he felt was tormentingly isolating. (Hissedilen yalnızlık, eziyet verici bir şekilde yalnız hissettirdi.)
20. The fear of failure tormented her tormentingly. (Başarısızlık korkusu onu eziyet verici bir şekilde işkence etti.)

(Türkçe çeviriler sadeleştirilmiştir.)

Bu örnek cümleler, tormentingly kelimesinin kullanımına örnek olarak gösterilebilir.