Moderate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Moderate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Moderate Nedir?


Moderate, “orta” anlamına gelen bir sıfattır. Bir şeyin orta düzeyde olduğunu ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. Moderate exercise can improve your overall health. (Orta düzeyde egzersiz genel sağlığınızı iyileştirebilir.)
  2. We need to take a moderate approach to solving this problem. (Bu sorunu çözmek için ılımlı bir yaklaşım benimsememiz gerekiyor.)
  3. The weather today is moderate, not too hot or cold. (Bugün hava ılımlı, ne çok sıcak ne de çok soğuk.)
  4. The candidate takes a moderate stance on social issues. (Aday, sosyal konularda ılımlı bir tutum sergiliyor.)
  5. It’s important to have a moderate amount of sleep every night. (Her gece ılımlı miktarda uyku uyumak önemlidir.)
  6. We need to find a moderate solution to this problem that satisfies everyone. (Herkesi memnun edecek ılımlı bir çözüm bulmamız gerekiyor.)
  7. The restaurant has a moderate selection of vegetarian dishes. (Restoranın ılımlı miktarda vejetaryen yemeği seçeneği var.)
  8. I’m trying to eat a moderate amount of carbs to stay healthy. (Sağlıklı kalmak için ılımlı miktarda karbonhidrat yemeye çalışıyorum.)
  9. He takes a moderate approach to investing, not too risky but not too conservative. (Yatırım yaparken, çok riskli olmayan ancak çok muhafazakar olmayan ılımlı bir yaklaşım benimsiyor.)
  10. The hotel has moderate prices, not too expensive but not too cheap. (Otelin fiyatları ılımlı, ne çok pahalı ne de çok ucuz.)
  11. The speaker took a moderate stance on the issue, not too extreme but not too passive either. (Konuşmacı, konuda çok aşırı olmayan ancak çok pasif de olmayan ılımlı bir tutum sergiledi.)
  12. It’s important to drink a moderate amount of water every day to stay hydrated. (Hidrate kalmak için her gün ılımlı miktarda su içmek önemlidir.)
  13. The company takes a moderate approach to expansion, not too aggressive but not too slow either. (Şirket

, genişlemeye ılımlı bir yaklaşım benimser.)
14. The government needs to take a moderate approach to taxation, not too high but not too low either. (Hükümet, vergilendirme konusunda çok yüksek olmayan ancak çok düşük de olmayan ılımlı bir yaklaşım benimsemelidir.)

  1. It’s important to maintain a moderate level of physical activity to stay healthy. (Sağlıklı kalmak için ılımlı bir düzeyde fiziksel aktiviteyi sürdürmek önemlidir.)
  2. The teacher took a moderate approach to grading, not too lenient but not too strict either. (Öğretmen, not verme konusunda çok hoşgörülü olmayan ancak çok katı da olmayan ılımlı bir yaklaşım benimsedi.)
  3. The restaurant serves moderate portions, not too large but not too small either. (Restoran, ne çok büyük ne de çok küçük olan ılımlı porsiyonlar sunar.)
  4. It’s important to have a moderate level of stress in your life, not too much but not too little either. (Hayatınızda çok fazla olmayan ancak çok az da olmayan ılımlı bir stres seviyesine sahip olmak önemlidir.)
  5. The company’s growth has been moderate, not too fast but not too slow either. (Şirketin büyümesi, çok hızlı olmayan ancak çok yavaş da olmayan ılımlı bir seviyede oldu.)
  6. The politician takes a moderate stance on immigration, not too restrictive but not too permissive either. (Politikacı, göçmenlik konusunda çok kısıtlayıcı olmayan ancak çok izin verici de olmayan ılımlı bir tutum sergiliyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.