Tilt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tilt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tilt İle İlgili İngilizce Cümle Örnekleri ve Türkçe Anlamları

Türkçe Anlamı: Eğilmek, eğimli durumda olmak.

  1. The tower is tilting to one side. (Kule bir tarafa doğru eğiliyor.)
  2. Don’t tilt your chair back, it’s dangerous. (Sandalyeni geriye eğme, tehlikeli.)
  3. She tilted her head to get a better view. (Daha iyi bir görüş açısı elde etmek için başını eğdi.)
  4. The bookshelf is tilting because it’s not properly balanced. (Kitaplık dengeli olmadığı için eğiliyor.)
  5. The painting was tilted at an angle. (Tablo bir açıyla eğilmişti.)
  6. He tilted his glass and poured the drink. (Bardağı eğerek içecek döktü.)
  7. The earth is tilted on its axis. (Dünya ekseni etrafında eğimli durumda.)
  8. The basketball player tilted the ball towards the hoop. (Basketbol oyuncusu topu potaya doğru eğdi.)
  9. The car tilted when it went around the sharp turn. (Araba keskin dönüşte eğildi.)
  10. The scale is tilted because of the heavy weight. (Ağırlık nedeniyle tartı eğik durumda.)
  11. The ship was tilting dangerously in the storm. (Fırtınada gemi tehlikeli bir şekilde eğiliyordu.)
  12. The old man tilted his hat to block the sun. (Yaşlı adam şapkasını güneşten korumak için eğdi.)
  13. The camera is tilted at an awkward angle. (Kamera garip bir açıyla eğilmiş durumda.)
  14. The leaning tower of Pisa tilts at a famous angle. (Pisa eğik kulesi ünlü bir açıyla eğiliyor.)
  15. He tilted his head in confusion. (Kafa karışıklığıyla başını eğdi.)
  16. The tree was tilting dangerously towards the house. (Ağaç tehlikeli bir şekilde eve doğru eğiliyordu.)
  17. The artwork was tilted slightly to the left. (Sanat eseri hafifçe sola doğru eğilmişti.)
  18. The kite tilted in the wind. (Uçurtma rüzgarın etkisiyle eğildi.)
  19. She tilted her head back and laughed. (Başını geriye doğru eğdi ve güldü.)
  20. The hat was tilting on his head. (Şapka kafasında eğimli duruyordu.)

Türkçe Anlamı: (Özellikle pokerde) Duygusal veya hiddetli bir tavır sergilemek, tepki göstermek.

  1. He tilted and threw his cards on the table. (Oyunun içinde sinirlendi ve kartlarını masaya fırlattı.)
  2. She tilted after losing a big hand. (Büyük bir el kaybettikten sonra sinirlendi.)
  3. Don’t tilt when you’re losing, it’s just a game. (Kaybederken sinirlenme, sadece bir oyun.)
  4. The player tilted and started making irrational bets. (Oyuncu sinirlendi ve mantıksız bahisler yapmaya başladı.)
  5. Tilt is the enemy of any gambler. (Tilt herhangi bir kumarbazın düşmanıdır.)
  6. He couldn’t control his tilt and lost all his money. (Kontrol edemediği için tüm parasını kaybetti.)
  7. She was on tilt and kept making bad decisions. (Sinirliydi ve kötü kararlar almaya devam etti.)
  8. Tilt can ruin a player’s game. (Tilt bir oyuncunun oyununu mahvedebilir.)
  9. The player went on tilt after a bad beat. (Oyuncu kötü bir el kaybettikten sonra sinirlendi.)
  10. It’s important to recognize when you’re on tilt and take a break. (Sinirli olduğunuzu fark etmek ve bir mola vermek önemlidir.)
  11. His tilt caused him to play recklessly. (Siniri nedeniyle dikkatsizce oynamaya başladı.)
  12. Tilt is a natural reaction to losing, but it can be controlled. (Kaybetmeye karşı doğal bir tepki olsa da, kontrol edilebilir.)
  13. The player’s tilt affected his judgment. (Oyuncunun siniri karar verme yeteneğini etkiledi.)
  14. She went on tilt and started blaming her bad luck. (Sinirli hale geldi ve şanssızlığına suçlamaya başladı.)
  15. Tilt is a common problem in competitive games. (Tilt rekabetçi oyunlarda sıkça görülen bir sorundur.)
  16. The player’s tilt caused him to make a costly mistake. (Oyuncunun siniri pahalı bir hata yapmasına neden oldu.)
  17. Tilt can lead to emotional and financial distress. (Sinirli hale gelmek duygusal ve finansal sıkıntılara neden olabilir.)
  18. The player’s tilt was obvious to everyone at the table. (Oyuncunun siniri herkesin masada fark ettiği bir şeydi.)
  19. Tilt can be overcome with mental discipline and self-awareness. (Sinirli hale gelmek, zihinsel disiplin ve öz farkındalıkla üstesinden gelinebilir.)
  20. He went on tilt and started berating the other players. (Sinirli hale geldi ve diğer oyuncuları eleştirmeye başladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.