Crow İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crow İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crow Nedir?

Crow, genellikle siyah renkli, uzun ve sivri gagalı, yuvarlak kuyruklu kuşlardır. Genellikle büyük gruplar halinde yaşarlar ve tarlalarda, çöplerde ve açık alanlarda yiyecek ararlar.

Örnek Cümleler:

  1. The crow flew over the trees and disappeared from sight. (Karga, ağaçların üzerinde uçarak gözden kayboldu.)
  2. There were crows pecking at the garbage in the alleyway. (Arka sokakta çöpü karıştıran kargalar vardı.)
  3. The farmer put up a scarecrow to keep the crows away from his crops. (Çiftçi, kargaların ekinlerine yaklaşmasını engellemek için bir korkuluk dikti.)
  4. A group of crows is called a murder. (Bir grup karga, cinayet olarak adlandırılır.)
  5. The crows were making a lot of noise outside my window this morning. (Bu sabah kargalar pencerede çok gürültü yapıyorlardı.)
  6. The old man fed the crows every day in the park. (Yaşlı adam her gün parkta kargalara yem verdi.)
  7. I saw a crow perched on the fence, watching me. (Beni izleyen bir karga, çitle çökmüş şekilde gördüm.)
  8. The crow’s feathers were shiny in the sunlight. (Karganın tüyleri güneşte parlıyordu.)
  9. The crows were scavenging for food in the park. (Kargalar parkta yiyecek arıyorlardı.)
  10. The crow cawed loudly, startling me. (Karga yüksek sesle öttü ve beni korkuttu.)
  11. The crows were circling overhead, waiting for their chance to swoop down on the food. (Kargalar başımızda dönüp duruyor, yiyeceklere saldırmak için fırsatlarını bekliyorlardı.)
  12. I heard the cawing of crows in the distance. (Uzakta kargaların ötüşünü duydum.)
  13. The crow flew away with a piece of bread in its beak. (Karga, gagasında bir parça ekmekle uçup gitti.)
    14
  1. The children laughed as they watched the crows fight over a piece of food. (Çocuklar, kargaların yiyecek parçası için kavga etmelerini izleyerek güldüler.)
  2. The crows were roosting in the trees, preparing to sleep for the night. (Kargalar, gece için uyumaya hazırlanarak ağaçlara konmuşlardı.)
  3. The crow’s sharp beak made it easy for it to tear apart its food. (Karganın keskin gagası, yiyeceklerini kolayca parçalamasına yardımcı oldu.)
  4. The crows were a common sight in the city, scavenging for food wherever they could find it. (Kargalar, yiyecek bulabildikleri her yerde çöp toplayarak şehirde sıkça görülüyorlardı.)
  5. The crow perched on a branch and looked out over the landscape. (Karga, bir dalda çöküp manzarayı seyretti.)
  6. The crows were so loud that I had to cover my ears. (Kargalar o kadar gürültülüydü ki kulaklarımı kapamak zorunda kaldım.)
  7. The crow’s dark silhouette against the sky was a striking image. (Karganın karanlık silueti gökyüzünde çarpıcı bir görüntüydü.)

(Türkçe karşılıklar sırasıyla: 1. uçtu, 2. karıştırıyordu, 3. dikti, 4. cinayet, 5. gürültü yapıyorlardı, 6. verdi, 7. izliyordu, 8. parlak, 9. arıyorlardı, 10. öttü, 11. fırsatlarını bekliyorlardı, 12. duydum, 13. uçtu, 14. kavga etmelerini izlediler, 15. uyumaya hazırlanarak konmuşlardı, 16. kolayca parçalamasına yardımcı oldu, 17. sıkça görülüyorlardı, 18. seyretti, 19. kulaklarımı kapamak zorunda kaldım, 20. çarpıcı bir görüntüydü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.